Adam olacak çocuğun karnesi
ADAM OLACAK ÇOCUĞUN KARNESİ
Bir eğitim- öğretim yılının daha sonuna gelinmesiyle milyonlarca öğrenci karne alacak. Karnelerinde yazan puanlara göre öğretmenler öğrencilerini , anne-babalar çocuklarını değerlendirecekler. Matematikte Türkçede yazan 1’lere 5’lere göre “ Aferin kızıma/oğluma” denecek “başarılı” oldukları için takdir edilecek veya “ Bu çocuk okumayacak galiba. Bu çocuktan adam olmaz.” Sözlerini duyacaklar. Kimisi bu dersten “Niye 4 aldın?” diye suçlanacak. Kimisi de “Sen zaten müzik, resim , beden derslerinden geç. Bunu herkes yapar. Matematiğin Türkçenin hali ne!” diye azarlanacak. Belki de kimisi “ Bu çocuk okumayı bile öğrenemedi. 2+2’yi bile daha toplayamıyor.
Aptal” diye damgalanacak. “Başarı”yı , “adam olma”yı ve “zeka”yı karnede yazan rakamlara göre değerlendirilecekler her çocuğun bir dünya olup o dünyada farklı özellikleri barındırdığını önemsenmeden… O dünyalarda çocuklar lezzetli ,farklı tatları barından “başarılı” yemekler yapan özelliklere sahip olabilir , futbolda ayağı güçlü “başarılı” bir forvet olacak veya dikkatli, topları iyi yakalayan “başarılı” bir kaleci olacak özelliklere sahip olabilir, kalemi güçlü kelimeleri “başarılı” kullanabilecek bir yazar olabilir , çizimleri güçlü renkleri oldukça “başarılı” kullanan bir ressam olabilir, insan ilişkilerinde iletişimde “başarılı” biri olabilir …. Matematik, Türkçe , Hayat Bilgisi, Coğrafya, Tarih , Yabancı Dil vb. derslerde aldıkları notlar bireyleri “başarılı” veya “adam olacak çocuk” yapmaz. Bireylerin farklı alanlarda yapabildikleri , kendilerini geliştirdikleri , bir ürün ortaya koyabildikleri ve en önemlisi de mutlu oldukları alanlar , yetenekleri veya ilgileri bunu yapar. Bir zamanlar “Adam Olacak Çocuk” diye bir program vardı.
Barış Manço’nun sorduğu sorulara cevap vermek daha doğrusu sohbet etmek , yetenekli olduğu alanlarda ve şarkı söylemek için mikrofonun karşısına geçerlerdi. Kimisi hiç konuşmazdı bile en sonunda geldiği için teşekkür edilir , tebrik edilir, 10 10 10 10 puan ile şampiyon olurlardı. Hangi dersten kaç aldığı da sorulmazdı. Ne söyleyeceksin , ne yapacaksın diye sorulurdu. İlgiyle dinlenilir hepsi için “adam olacak çocuk” denilirdi. Muhtemelen mutlu ve kendilerine olan güvenleri artmış bir biçimde hayatlarına dönerlerdi. Çünkü bir alanda gelen başarı, övgü, tebrik kişinin o alanda daha fazla bir şeyler ortaya koymak için emek harcamasına, kendine olan güvenin ve yapabileceğine olan inancın artmasına yol açar. Örneğin şarkı söyleyebilme, resim yapabilme, bir makine tamir edebilme gibi veya derslerindeki istediği notu alabilme gibi başarılar bireyin kendine olan güvenin artmasına yol açacaktır.
Kendini o alanlarda geliştirmek için öğrenmesini sağlayacak ve bir yerde bu güven kişilerarası ilişkilerine , davranışlarına yansıyacak bir bütün olarak gelişmesine, kendini tanımasına katkı sağlayacaktır. O yüzden karnelerde yazan sadece okulda gördüğü derslerdeki durumunu ifade eden rakamlar öğrencinin “başarılı” , “adam” veya “zeki” olmasını belirlemez. Sadece buna göre yapılan değerlendirme eksik kalacaktır bireyin tüm alanlardaki yapabildiklerine , yeteneklerine ve mutluluklarına göre değerlendirme yapmak sağlıklı olacaktır. Çünkü adam olacak çocuğun karnesi sadece derslerindeki notlarından oluşmaz bireyi birey yapan onun dünyasını oluşturan tüm özelliklerinden oluşur.
Fatma BAYKAL
Psikolojik Danışman
fbaykal26@gmail.com