Şimdilik bildiğimiz, sınav sisteminin değiştiğidir

22.10.2017
1.501
Şimdilik bildiğimiz, sınav sisteminin değiştiğidir


ŞİMDİLİK BİLDİĞİMİZ, SINAV SİSTEMİNİN DEĞİŞTİĞİDİR

Uzun bir aradan sonra yeniden yazmaya başlamak güzel bir duygu. Bazı zamanlar içinizden çok şey geçer, o geçenleri yazmak istersiniz ama eliniz bir türlü klavyeye gitmez. Neyse umarım böyle bir süreç uzun bir süre yaşanmaz yeniden ve yazmaya devam edebilirim.

Bu yazımda değişen sınav sistemlerinin aileler ve öğrenciler üzerindeki etkisinden bahsedeceğim. Malum hem üniversite hem de teog sistemi değişti ve son sınıflarda okuyan çocuklar ve aileler büyük bir panik yaşadılar. Henüz açıklanmamış olduğu için 8. Sınıf öğrencileri ve ailelerindeki kaygı yükselerek devam ediyor maalesef. Biz psikolojik danışmanlar her ne kadar bu kaygı ve paniğin önüne geçmeye çalışsak ta maalesef çok fazla başarı elde edemiyoruz. Bu nedenle de bizler dahi sınav sisteminin bir an önce açılmasını bekliyoruz.

Toplumda şöyle bir yanlış algı var. Her gelen hükümet eğitim sistemini değiştiriyor ve  iyice yapboza dönüyor eğitim politikamız. Aslında burada değişen sistem değil ölçme değerlendirme yöntemi. Her geçen sene sınav kaygısı boyutu artmakta hem aileler hem de öğrenciler bu kaygıdan dolayı yaşam standartlarını düşürmekte, mutsuz olmaktadır. İşte yapılan her değişiklik bu kaygı düzeyini aşağıya çekmek içindir. Senelerce test sistemine karşı çıktık ve gelecek nesillerin çok zarar göreceğini öngördük, hatta uyarılarda bulunduk hükümete toplum olarak. Tam test yöntemi kaldırılıp açık uçlu soru yöntemi getirildi ki bu kez de ölçme işleminin sağlıklı olmayacağını dile getirmeye başladık. İşte kağıtlar nasıl okunacak, torpil olacak mı, çocuğumun hakkını yiyecekler mi. Bunu bizler de bilmiyoruz ve zamanla göreceğiz. Fakat hangi sistemi getirirsek getirelim toplumsal bir onay söz konusu asla olmayacak maalesef.

Yıllardır aklımdan çıkarmadığım her fırsatta gerek öğrenciler gerekse ailelerle paylaştığım bir hikaye vardır. Burada bunu paylaşmak istiyorum sizlerle.

Efendim köyde bir yaşlı adam varmış.. Çok fakir.. Ama kral bile onu kıskanırmış.. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki.. Kral at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış..

“Bu at, bir at değil benim için.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı” dermişhep..
Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.. Köylü ihtiyarın başına toplanmış..
“Seni ihtiyar bunak.. Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler..
İhtiyar “Karar vermek için acele etmeyin” demiş.. Sadece ‘At kayıp’ deyin. Çünkü gerçek bu.. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez..”
Köylülerihtiyarbunağakahkahalarlagülmüşler.Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş.. Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.Köylüler, ihtiyar adamın etrafına toplanıp özür dilemişler..
“Babalık” demişler.. “Sen haklı çıktın.. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için..

Şimdi bir at sürün var..” “Karar vermek için gene acele ediyorsunuz” demiş ihtiyar.. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?..” Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemişler açıktan ama, içlerinden “Bu herif sahiden gerzek”diye geçirmişler.. Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış.

Köylüler gene gelmişler ihtiyara.. “Bir kez daha haklı çıktın” demişler. “Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın”demişler..İhtiyar “Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz” diye cevap vermiş. “O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu.. Ötesi sizin verdiğiniz karar.. Ama acaba ne kadar doğru.. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez..” Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya esir düşüp köle diye satılacağını herkes biliyormuş.

Köylüler,gene ihtiyara gelmişler..”Gene haklı olduğun kanıtlandı” demişler. “Oğlunun bacağı kırık, ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil,şansmış meğer..” “Siz erken karar vermeye devam edin” demiş, ihtiyar.. Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde.. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah biliyor.”

Evet şimdilik sınav sisteminin değiştiğini biliyoruz fakat bunun iyi mi kötü mü olacağını bilemeyiz. Aynı şekilde açık uçlu sorular çocuklarımızın başarısını arttıracak mı düşürecek mi bunu zaman gösterecek bizlere.

Gelin hiçbirşey değişmemiş gibi çalışmaya devam edelim bizler. Çocuklarımız derslerine devam etsin aileler de onlara desteğe. Ailelerin stresi arttıkça çocukların kaygı düzeyi daha da katlanıyor. Burada ailelere büyük iş düşüyor. Yaşadıkları duyguları çocuklarına hissettirmemeleri lazım.

Elbette iş ailelerle bitmiyor. Derse giren öğretmenler de dersin ilk 5 dakikası bu konuyu dile getirirlerse öğrencileri bir nebze rahatlatmış olacaklar ve çocuklar derse daha iyi konsantre duruma gelecekler.

Kısacası değişim her zaman sancılıdır ve hepimize düşen görevler mevcut. Sürekli eleştiri yapıp kaygılarımızı arttırmak yerine biraz sabırlı olup iyi şeyler düşünüp güzel hayaller kurdurtmamız gerekiyor.

Her şey güzel olacaktır yeter ki inanalım…

 

Mehmet Yılmaz
Psikolojik Danışman
pdrmehmet_09@hotmail.com

YAZAR BİLGİSİ
Rehberlik Servisi
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.