İnek öğrenci

08.11.2017
10.218
İnek öğrenci


İNEK ÖĞRENCİ !

İnek öğrenci tabiri toplum içinde genellikle çalışkan öğrenciler için kullanılan, yanlış olduğunu ve toplumsal hafızadan silinmesi gerektiğini düşündüğüm ifadelerden biridir.

Çalışkan öğrencilere inek denmesi haksız bir o kadar da yanlış bir davranıştır. Çalışmak, çalışkan olmak ayrıcalıklı ve prestijli olmayı gerektirirken maalesef toplumumuzda sanki ayıp ve utanılacak bir kusur gibi gösterilmekle birlikte çalışkan öğrenciler üzerinde baskı da oluşturulmaktadır. Oysa her toplumda çalışmak, üretmek ve başarılı olmak takdir edilen davranışlarken toplumumuza nereden ve nasıl girdiği belli olmayan inek öğrenci tabirine bir açıklık getirip konuyu farklı bakış açılarıyla değerlendirip konu hakkındaki yanlış tutum ve algıyı kırmaya çalışacağız.

Peki, inek ifadesi niçin bazı kişiler için kullanılır?

Bildiğiniz üzere inekler meralarda özgürce dolaşırken gün boyu kafasını kaldırmadan otlamaktadır. Ne kadar yediğinin ve etrafında olup bitenlerin farkında olmadan beslenmektedir. Gününün büyük bir kısmı böyle kafası yerde otlarla beslenerek geçmektedir. Bu nedenledir ki bazı öğrenciler için kalıplaşmış bir ifade olarak inek öğrenci tabiri kullanılmaktadır. Oysa burada bu sözün esas hedef kitlesi ve gözden kaçırılan nokta ineğin gününün büyük bir kısmını monoton bir şekilde ot yemekle geçirdiği gibi gün boyunca sadece ders çalışan ve dersten başını kaldırmayan, ineğin otladığı gibi kafasını kitaba gömen ve ineğin mideye doldurduğu ot gibi kafasına ha bire bilgi dolduran kişilerdir.

Bu kişiler ezberlerine aldıkları bilgileri maalesef işleyip kullanabilme becerisine sahip olamayan ve bu bilgileri hayatına aktaramayan bilgi hamalı olan kişilerdir. Günün büyük bir vaktini çalışmaya ayırmalarına rağmen derslerdeki başarıları da aslında o kadar yüksek de değildir. Öte yandan bu kişiler sosyal etkinliklerin birçoğuna katılmayan asosyal tiplerdir. Zamanlarının büyük bir kısmını ders çalışarak geçirirler. Öteki insanlarla iletişim kurmakta ve birlikte vakit geçirme konusunda ciddi problemleri vardır. Zihinlerinde sürekli ezberledikleri bilgilerle boğuşup dururlar.

İnek öğrenci ifadesi her ne kadar yukarıda izah ettiğimiz kişileri tarif ediyorsa da kullanılmasından taraf değilim. Aksine bu gibi kişiler inek tabiri ile dışlanmamalı alay ve dalga konusu da yapılmamalıdır. Esasen bu insanların psikolojik yönden desteğe ihtiyacı olduğu düşünülmeli ve ellerinden tutularak yardım edilmelidir.

Gel gelelim ki bu ifade toplumun hafızasında bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde hedef kitlesini genişleterek çalışkan olan her öğrenciyi de içine alacak şekilde söylenegelmeye başlamıştır. Bu söz ile çalışkan her öğrenci haksız bir şekilde baskı altına kalmaktadır. Sanki çalışkan olmakla utanılacak bir şey yapıyormuş gibi hissetmekte ve çoğu kişi sırf bu baskıdan dolayı çalışma temposunu arkadaşlarından saklamaktadır. Oysa düşünüldüğünde çalışmak kadar güzel ve önemli bir meziyet niçin utanılacak bir şey olsun? Burada asıl önemli olan başarı ile birlikte hayatı çok yönlü ve sağlıklı bir şekilde idame ettirmektir. Okul ile birlikte birey, sosyal ve kültürel faaliyetlerini dengeli bir şekilde yürütüyorsa bunda hiçbir sıkıntı yoktur.

Eğitim hayatımıza baktığımızda çok sağlıklı ve başarılı bir süreç maalesef göremiyoruz. Bunda inek öğrenci tabiri gibi halkın ve öğrencilerin kültür belleğinde dolaşan bu zararlı parazitler gibi birçok yanlış tutum ve davranışların da etkisi var. Bu bakımdan düşünüp değerlendirmeli bu yanlış ve sakat anlayışları toplum hayatından cımbızla çeker gibi ayıklamalıyız.

Kendilerini ilerlemeye ve başarıya endeksleyerek çalışan bireylerin önünü keserek böylesi tabirlerle hor görmeye, küçük düşürmeye ve dalga konu yapmaya kimsenin hakkı yok. Ne yazık ki toplumda ve her kademedeki öğrenci camiasında çalışkan olmak ayıp ve bir suçmuş gibi görülmekte çalışkan her öğrenci bu yaftayı yemektedir. Tam tersi yönde okulu ve dersleri asmak tembel olmak da büyük bir meziyet olarak algılanmaktadır. En büyük hatalardan biri de çalışarak dersi geçmektense çalışmadan dersi geçmenin daha prestijli olduğu algısıdır.

Tüm bu anlatılanlarla ortaya çıkan sonuç; toplumun geneline yayılan bu türden virüslerin muhakeme ve düşünme yeteneği gelişmemiş kişilerin belleğinde yuvalanmış olduğudur. Bu gibi kavramlar bu tür kişilerden çevreye yayılıp bulaşarak toplum içinde pek çok kez karıştırılmakta ve yanlış kullanılmaktadır.

İnek öğrenci tabiri ve temsil ettiği anlayış eğitim sistemimizdeki yetenekli öğrencilerimizi frenleyen olumsuz örneklerden biridir.

Oysa açıkladığımız şekli ile inek tabiri tekdüze yaşam biçimi ve çalışma hayatı olan herkesi içine alabilecek bir benzetmedir. Ancak bu tabir her nedense daha çok okullarda ve öğrenciler arasında yerini bulmuş. Başarısız olan ve başarısızlığını örtmeye çalışanların arkasına sığındığı ve başarılı olmak için çabalayanların da baskı altına alındığı bu söz bu kişilerin sığındığı ve kendilerini perdeledikleri en önemli ve yegâne liman olmaktadır.

Çalışkan olmak, çalışmak, üretmek, hedefini yükseltmek, idealist olmak gerçekten bunlar eğitim hayatında en çok ihtiyaç duyduğumuz olumlu tutum ve davranışlardır. Başarılı ve çalışkan kardeşlerimizi böyle tabirler ile frenleyip baskılamak yerine destekleyip yüceltsek olmaz mı?

Öte yandan ülkemizde çekilen sayısız dizi ve sinemalarda okul ile ilgili senaryolarda çalışkan öğrenciler hep çirkin sivilceli ve kola şişesinin altı gibi kalın camlı gözlük takan ve asosyal kişiler, klişe olarak verilmekte en karizmatik öğrenciler okulu asan ve okul ile alakası olmayan öğrenciler olmaktadır.

Toplumun belleğine adeta kazınırcasına çalışkan olmanın çalışmanın ayıp olduğu tembelliğin ve kısa yoldan emek harcamadan ve etik olmayan sahte yollardan sonuca ulaşmak bir meziyetmiş gibi sunulmaktadır.

Sonuç olarak bu kavramın özünde ne anlama geldiğini, kimleri tarif ettiği, zamanla nasıl bir anlam kaymasına uğradığını açıklayarak bu kavram hakkında ve toplumsal anlamda yapılan bir hataya neşter atarak enfeksiyonu adeta bir cerrah hassasiyeti ile temizlemeye çalıştık. Umarım kültürümüz içinde bu gibi ifadeler zamanla bilinçli bireyler ile temizlenir ve tam tersi yönde yerini bireylerin moral, motivasyon ve başarılarının artmasını sağlayan sözlere bırakır. Zira milli başarının altında milli kültür unsurları ve milli psikolojinin önemi yadsınamayacak kadar büyüktür.

Vedat Demir
Sosyolog 

YAZAR BİLGİSİ
Rehberlik Servisi
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.