Çocuklarda Yas

23.01.2021
5.105
Çocuklarda Yas

Ölüm, biz yetişkinler için bile konuşması zor ve ciddi bir konu iken bu konunun çocuklar ile konuşulmasında özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Çocuklar da biz yetişkinler gibi sevilen bireyin kaybının ardından yas tutarlar. Ama bunu bizler gibi ifade edip gösteremeyebilirler. Çocukluk çağında çok kolay bir şekilde travma yaratabilecek bir konu olan ölüm ve yas üzerine bir derleme paylaşıyorum sizlerle. İyi okumalar.

  • Yas, yaşamın tehlikede olması, bir yakınını ya da maddi servetini kaybetme veya kaybetme korkusuyla karşı karşıya gelinmesi durumunda insanların gösterdikleri düşünsel, duygusal ve davranışsal tepkilere yas tepkileri denir(Stroebe, Hansson ve Schut, 2001 akt. Aydın ve Kimsesiz, 2018).
  • Travmatik yas ise; beklenilmeyen bir zamanda ve beklenmedik bir durumda ve özellikle şiddet veya travma yaratacak bir olay sonucunda oluşan ölümlerin sonrasında bireyde meydana gelen tepkiler ve bu tepkilere bağlı olarak, bireyin yaşam alanlarındaki işlevselliğinin önemli derecede negatif yönde etkilenmesi olarak tanımlanır(Aker, 2012 akt. Aydın ve Kimsesiz, 2018).
  • 1.2 Süreğen Kompleks Yas Bozukluğu
  • A.Kişi yakın ilişkisi olan birini kaybetmiştir.B.Ölümünden bu yana aşağıdaki semptomlardan en az birinin olduğu günler, olmayanlardan fazladır. Bu belirtiler, yetişkinlerde, kayıptan sonraki 1 yıl; çocuklar için ise 6 ay boyunca belirgindir.1.Süreğen hasret duygusu. Küçük çocuklarda, hasret oyunlarda ve davranışlarda görülebilir. Çocuk ayrılma ve tekrar birleşme ile ilişkili davranışlar sergileyebilir.2.Kayıp karşısında duyulan yoğun üzüntü ve ızdırap3.Zihnin kaybedilen kişi ile meşgul olması4.Ölüm biçimi ve koşulları ile ilgili zihinsel meşguliyet. Bu zihinsel meşguliyet, çocukların oyun ve davranışlarında ortaya çıkabilir.
  • Ölümden bu yana, aşağıdaki belirtilerden altı tanesi ya da daha fazlası mevcuttur. Ölümden bu yana aşağıdaki belirtilerden en az birinin olduğu günler, olmayanlardan fazladır. Bu belirtiler, yetişkinlerde, kayıptan sonraki 1 yıl; çocuklar için ise 6 ay boyunca belirgindir.
  • Ölüme tepki olarak oluşan ızdırap
  • 1. Yakınının ölümünü kabullenmekte güçlük. Bu durum, çocuklarda, ölümün anlamını ve geri dönüşsüz olmasını kavrama kapasitesine bağlıdır.
  • 2. Kaybın gerçekliğine inanamama veya duygusal uyuşmuşluk hissi
  • 3. Kaybedilen kişi ile ilişkili olumlu anıları düşünmekte güçlük
  • 4. Kayıpla ilişkili öfke ya da hoşnutsuzluk
  • 5. Kişinin kaybedilen yakın ile ilişkisinde veya ölümdeki kendi yerine ilişkin olumsuz değerlendirmeler (örn., kendini suçlama)
  • 6. Kaybı hatırlatan nesnelerden yoğun kaçınma (örn., kişilerden, yerlerden veya kaybedilen kişi ile ilişkilendirilen durumlardan kaçınma; çocuklarda, kaybedilen kişi ile ilgili düşünce ve hislerden kaçınmayı da kapsar)

7. Ölen kişi ile kavuşma isteğine bağlı intihar düşünceleri

  1. Ölümden bu yana, insanlara güvenmekte güçlük
  2. Yalnızlık ve izolasyon hissi
  3. Kaybedilen kişi olmadan yaşamın anlamsız ve amaçsız gelmesi ya da onsuz yaşayamayacağı inancı
  4. Yaşamdaki rolüne ilişkin karmaşa veya kimlik kaybı (örn., kişinin yakınının ölümü ile kendisinin bir parçası ölmüş gibi hissetmesi)
  5. İlgi alanlarını, ilişkileri devam ettirmekte ve gelecek planları konusunda zorluk ya da isteksizlik (örn., arkadaşlıklar, aktiviteler)
  • Travmatik Kayıp: Cinayet ya da intihara bağlı kayıp ve ölüm biçimine ilişkin ızdırap verici zihinsel meşguliyet (özellikle kaybı hatırlatan durum ya da nesneler ile karşılaşıldığında). Bu zihinsel meşguliyet, kaybedilen kişinin son dakikaları, yaraları, çektiği ızdırap ya da ölümün kötücül ve kasıtlı olmasına dair olabilir(1094-1098).
  • Yas Süreçleri
    • Kübler-Ross‘a (1969) göre, yas süreci beş aşamadan içermektedir. İnkâr etmek, pazarlık, kızgınlık, depresyon ve kabullenme yas sürecini oluşturan aşamalardır(akt. Aydın ve Bugay, 2018, s.12).

    2.1 İnkar Evresi: Bu aşamada birey sevdiği birinin ölümünü kabul etmek istemez ve ölümün gerçekliğini inkar eder. Örneğin sıra arkadaşı ölen bir öğrenci bir süre yanına kimseyi oturtmak istemez.

  • 2.2 Pazarlık Evresi: Genellikle yaşanmış olan kayıp ardından, Tanrı ile bir anlaşmaya girme çabası görülebilir. Bu sırada, ölümü kabul etmeme ve yapılan anlaşma ile vefat eden kişinin tekrar yaşama döneceği inancı olabilir. Örneğin çocuk ona hediye alınmasından vazgeçer ve karşılığında ölen arkadaşının geri yaşama dönmesini bekler.
  • 2.3 Kızgınlık Evresi: Bu durum, çoğunlukla birey içerisinde yaşadığı hayatı zorlanacağını düşündüğü veya  yapmak için istekli olmadığı bir durumu, yapmak durumunda bulunduğu zaman görülür. Örneğin çocuğun ölen arkadaşı matematik dersinde ona önceden yardım ediyorsa, çocuk Matematik ödevlerini yaparken “beni bu durumda yalnız bıraktın” gibi yakınmalar görülebilir. Aynı zamanda bu dönemde depresyon belirtileri de gözlemlenebilir.2.4 Kabullenme Evresi: Sürecin sonunda artık ölüm kabullenilir ve çocuk hayatındaki etkinliklerini sürdürmeye devam eder(Aydın ve Bugay, 2018).
  • Yas Sürecinde Ailenin Rolü ve Görevleri
  • Aileler çocuklarını kendi sosyo-kültürlerine ve kendi din anlayışlarına uygun şekilde ölüm ve yasla nasıl baş edebileceklerini öğretir.
  • Süreç bireysel olarak gözükebilir fakat bu sürecin büyük kısmını ailesel ve toplumsal dinamikler kapsamaktadır. Bu yüzden de bu süreç bireysel bir süreç değildir.
  • Yas süreci aile bireylerinin rollerinde zorluklar yaşamasına yol açabilir. Örneğin; ölüm ardından ebeveynler eski aile düzenini kurmakta ve sorumlulukları paylaşmakta zorlanabilir (Çataloğlu Sinangin, 2010, akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Çocuklar bu süreçte çevresine ve kendisine öfke duyabilir, kendisini yalnız hissedebilir, kendisi ve ailesi için endişelenebilir. Çocuk hissetmiş olduğu bu zor ve güçlü duygular ile nasıl başa çıkacağını bilmek ister. Çocuğun bu zor süreçte yönlendirilmeye ihtiyacı vardır (Hibbert, 2017, akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Sağlıklı bir şekilde yas sürecinin atlatılabilmesi için aile içi destek önemlidir. Bu süreçte, çocukların ihtiyaç duyduğu en önemli kişiler ebeveynleridir ve ailelerin çocuklarına destek olması da bu süreçte çocuklar için çok faydalıdır (Aydın ve Bugay, 2018).
  • Çocukların hissettikleri duyguları göstermelerine izin vermeliyiz. Ailelerinin eleştirel olmaması gerekir ve bunun normal bir süreç olduğu unutulmamalıdır (Aydın ve Bugay, 2018).
  • Çocukların hissedebilecekleri duygulara karşı uygun aktivitler bulunabilir. Örneğin öfke hisseden bir çocuğun enerjisini atabilmesi için spora gitmesi, resim yapmaya başlaması gibi aktivitelere yönlendirebiliriz. Ayrıca çocuğun uygun olmayan davranışları göstermemesi adına kısıtlamalar getirmek faydalı olabilir (Walsh ve McGoldrick, akt. 2004 Aydın ve Bugay, 2018).
  • Gelişim dönemlerine uygun şekillerde yas tepkileri gelişir. Örneğin kimi çoccuklar parmak emme, yatak ıslatma vb. Regresif belirtliler sergileyebilir. Kimi çocuklar da riskli davranışlar gösterebilir (Bildik, 2013).
  • Çocukların bilişsel geliş düzeylerine göre ölümü anlamaları da değişkenlik gösterir (Bildik, 2013).
  • Çocuklara kayıpları aniden söylemekten kaçınılmalıdır. Çünkü bu durum çocuğun şoka girmesine yol açabilir. Yaşanılan olay çocuğa aşamalı şekilde anlatılması önerilmelidir ( Zara, 2011).
  • Ebeveynlerin ölüm hakkında çocukların anlayabiliceği şekilde benzetmelerden veya yalanlardan kaçınması gereklidir.
  • Çocukların ölüm ile ilgili sorularını doğru bir şekilde cevaplamak gerekir. Belirsiz kavramlardan kaçınılmalıdır. Belirsiz kavramlar kullanarak çocukta bir takım yanlış düşünceler oluşturabiliriz. ( Tahta,2015).
  • Çocukların sahip olduğu yanlış düşünceler uygun biçimde düzeltilmelidir (Bildik, 2013).
  • Kaybın ardından çocukların gündelik yaşamlarındaki yaşayacakları değişim anlatılmalıdır. Çocuğun yaşayacağı değişimlere ilişkinkaygıların olabildiğince azaltılması gerekir.
  • Çocukların bu süreçlerde kendilerini şuçlamaları olağan bir durumdur. Bu sebeple, ebeveynlerin veya aile yakınlarının çocuklara ölümün onun davranışlarından kaynaklamadığını ve sorumluluk duymaması gerektiği anlatılmalıdır (Bildik, 2013).
  • Çocukların hissettikleri duyguları göstermelerine izin vermeliyiz. Ailelerinin eleştirel olmaması gerekir ve bunun normal bir süreç olduğu unutulmamalıdır (Aydın ve Bugay, 2018).
  • Çocukların hissedebilecekleri duygulara karşı uygun aktivitler bulunabilir. Örneğin öfke hisseden bir çocuğun enerjisini atabilmesi için spora gitmesi, resim yapmaya başlaması gibi aktivitelere yönlendirebiliriz. Ayrıca çocuğun uygun olmayan davranışları göstermemesi adına kısıtlamalar getirmek faydalı olabilir (Walsh, ve McGoldrick, 2004, akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Ebeveynlerin yaşadıkları kaybın ardından duygularını gizlememeleri gerekir (Bildik, 2013).
  • Ebeveynlerinin bu sürecin nasıl üstesinden geldiğini çocuğun görmesi ona da yol göstermesi açısından bir örnek oluşturur (NASP, 2003 akt. Aydın ve Bugay, 2018). Çocukların bu sayede yas tepkilerini anlamlandırması kolaylaşır (Bildik, 2013).
  • Kaybedilen insanı özlemeyi, onun hakkında güzel anılardan bahsetmeyi, cenaze törenine katılmayı görmesini sağlamak ya da ağlamak gibi (NASP, 2003 akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Çocuğun en önemli ihtiyaçlarından biri; onu dinleyen, anlayan birisinin olmasıdır sadece onunla konuşan birisinin olması değildir (Wolfelt, 2007 akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Ne söyleyeceğimizi düşünmek yerine, ölüm hakkında konuşabilme olasılığını verebilicek bir ortam yaratmak çocuk için faydalı olacaktır (NASP, 2003 akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Çocuk kendini hazır hissettiğinde mümkün olduğunca doğrudan ve basit bir dil kullanılmalıdır. Bu durum çocuk ve öğretmen arasındaki güveni artırarak iletişimi hızlandırır.
  • Süreçte sabırlı olunması esastır. Çocuklar bu süreçleri yansıtmayabilirler. Bu durumlarda öğretmenlere düşen görev iyi bir gözlemci olmaları ve çocuğun hal ve davranışlarını anlayabilmeleri gerekmektedir (NASP School Safety and Crisis Response Committee, 2015 akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Öğretmenler bu tür süreçlerde verimli olabilmek adına;
  • – Çeşitli seminerlere ve eğitim programlarına katılabilirler.
  • – Psikolojik danışmana yönlendirebilir ve onunla iş birliği yapabilirler.
  • – Yaşam ve ölüm hakkında iç görü sağlayabilmek adına bu konuda yaşanmışlıklarını veya bu konu hakkında fikirlerini gözden geçirebilirler.
  • Bu sayede öğrenciyi anlamamız kolaylaşabilir (Wolfelt, 2007 akt. Aydın ve Bugay, 2018).
  • Psikolojik Danışman Müdahaleleri
  • Okullarda Ölüm ve Yas
  • Ölüm ve yas okullarda başa gelinceye kadar göz ardı edilen bir konudur. Ancak okulda ölüm okuldaki tüm paydaşı ( müdür, öğretmen, okul çalışanları ve öğrenciler) önemli ölçüde etkilemektedir.Bu yas sürecinde öğrencilerin akademik yaşamında aksaklıklar, kriz, duygusal değişimlerin okul yaşamına yansıması, vb. görülebilir.( Bildik, 2013, akt. Aydın ve Bugay, 2018)
  • Ölümden etkilen öğrenciler için okul psikolojik danışmanı başta olmak üzere, okul yöneticilerinden, öğretmenlerden ve akranlardan gelen destek yas sürecini kolaylaştırmaya yardımcı olur.(Wolfelt,2001, akt. Aydın ve Bugay, 2018) Bu desteğin faydalı ve sistemli olabilmesi için okulun krize müdahale planının önceden hazır olması ve okulun kadrosunun önceden bilgilendirilmesinde yarar vardır.
  • Psikolojik danışman önderliğinde yürütülecek olan okulun krize müdahale planında temel amaç okulda ölümle ilgili duyguların paylaşılmasına fırsat verecek ve kabullenme sürecinin sağlıklı gerçekleşmesine yardımcı olacak rehberlik hizmetlerinin sunulmasıdır. (National  Center  for School  Crisis  and  Bereavement, 2006 akt. Aydın ve Bugay, 2018)
    • Okul öğretmenlerinin ve yöneticilerinin krize müdahale planı doğrultusunda hareket ederek okul psikolojik danışmanı ile işbirliği içerisinde olması psikolojik danışmanın işini kolaylaştıracaktır. Yas sürecinde okulda yürütülecek krize müdahale programının çocuğun yaş ve gelişim dönemine uygun hazırlanmış olması oldukça önemlidir. (National Center for School Crisis and Bereavement, 2006 akt. Aydın ve Bugay, 2018)
    • Yas Sürecinde Psikolojik Danışmanın Rol ve Görevleri
    • Yas sürecinde psikolojik danışmanın rolü ve görevleri önemlidir. Okullarda krize müdahale planları ve bunların belirlenmesini sağlayan temel ilkeler vardır.
    • Worden’e (2001, akt. Aydın ve Bugay, 2018) göre on temel ilke yas sürecinde önemli rol oynar. Bunlar:
    • 1- Ölümün kabulünde psikolojik danışmanın desteği; çoğun yaşananların gerçek olmadığını ve yaşanmamış olduğunu düşünmesini engellemek gerekir.Psikolojik danışmanın danışanına ölüm ile ilgili sorular sorması ölümün yeniden değerlendirilebilmesi için iyidir.
    • 2-Çocuğa kayıptan sonra ortaya çıkacak duyguların ifadesinde yardımcı olmak; Danışmana düşen görev danışanın duygularıyla yüzleşerek bunları boşaltmasını sağlamak ve yaşananların anlamlandırılmasını sağlamaktır.
    • 3-Ölen kişinin yokluğunda çocuğa yaşamını devam ettirmesine yardım etmek; bu aşamada danışman problem odaklı yaklaşarak oluşabilecek sorunlar ve bu sorunların çözümü için yardımcı olmalıdır. Bu şekilde çocuğun kaygıları ve sıkıntısı azalacaktır.4- Çocuğun yaşadığı kayba yönelik anlam bulmasını sağlamak; danışmanın bu süreçte danışanın kayba yönelik anlam bulmasına yardımcı olması, çocuğun daha olumlu düşünmesine ve ölümü anlamlandırmasına katkı sağlar.
    • 5-Kaybedilen kişiye yönelik duygusal enerjini başka ilişkilerde kullanılmasına yardımcı olmak; danışman bu süreçte ölüm sonrası çocuğun hayatındaki boşluğun yeni ilişkilerle doldurulabileceğine ama kaybedilen kişinin yerinin hiçbir zaman doldurulamayacağına yönelik farkındalık oluşturmalıdır.
    • 6-Yas sürecindeki çocuğa gerekli zamanı tanımak; danışman durumun zaman alacağı ile ilgili çocuğu ve ailesini bilgilendirir. Geleneklere göre ölümden sonra düzenlenen mevlit gibi etkinliklerde çocuğun duygularını açığa çıkarmasına fırsat verilmesi önemlidir.7-Çocuğu yas tepkilerinin ne olduğu ile ilgili bilgilendirmek; danışman normal yas tepkileri ile ilgili danışanı bilinçlendirerek tepkilerini normalleştirmesine yardımcı olmalıdır.
    • 8- Psikolojik danışman her bireyin farklı yas tepkileri olabileceğini göz önünde bulundurmalıdır; bireysel, çevresel ve kültürel farklılıklar yas tutma sürecinde değişikliklere yol açabilir. Danışmana düşen görev aile bireylerini yas tutma süreçlerinin kişiden kişiye değişebileceği ile ilgili bilgilendirmektir.9- Çocuğa bu sürçle baş edebilmesini sağlayacak yöntemler bulmasında yardımcı olmak; yas danışmanlığı sürecinde danışanın sert, gerçekçi ve anımsatıcı bir dil kullanması önerilmişti. Ölen kişinin fotoğraf veya eşyasının görüşmeye getirilmesi, yakınlık sağlanması açısından önemlidir. Sanat terapisi kullanılarak(şiir, resim, yazı vb.) çocuğun ölen kişi ile ilgili duygularını ve düşüncelerini ifade etmesi sağlanabilir. Ölen kişi ile ilgili bir kutu hazırlaması önerilebilir. Danışandan ölen kişiyi hayal etmesi ve onunla konuşması istenilebilir. Yas sürecinde duygular ile yüzleşilemediğinde metafor kullanımı yas acısının direncini azaltmada yardımcı olacaktır.
    • 10-Patolojik bir durum olduğunda gerekli yerlere yönlendirmek; Yaş sürecindeki danışanda süreç uzun zaman sürüyorsa, şiddetli depresyon, intihar belirtileri ve kendine zarar verme davranışları gözlemleniyorsa psikiyatristten veya klinik psikologdan destek alınmalıdır.
    • Sonuç ve Öneriler
    • Sonuç olarak küçük yaştaki çocukların yas sürecinde öğretmenleri ve psikolojik danışman tarafından desteklenmesi önem arz etmektedir.( Özkan, 2015)
    • Çocuk için;
    • Okulda bulunmak, oyun etkinliklerine katılmak yas sürecinde ihtiyaç duyduğu süreklilik, değişmezlik ve normallik hissini besler.
    • Okulda bulunmak gereksinimlerini iletmede kolaylık sağlar. İleri düzey psikolojik yardıma ihtiyacı olup olmadığı belirlenir. Sınıfta sıcak ve destekleyici bir ortam sağlanabilir. Geleceğe ilişkin olumlu bakış açısı geliştirmesi sağlanabilir. Okul ve aile arasındaki iş birliği arttırılabilir.

Kaynaklar

  • Bildik, T. (2013). Ölüm, kayıp, yas ve patolojik yas. Ege Tıp Dergisi, 52(4), 223-229.
  • Maraş, A. Komplike Yas: Derleme ve Vaka Çalışması. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi1(1), 41-59.
  • Aydın, P. D. C. Ve Bugay, A. (2018) Okullarda kayıp ve yas: Öğretmenler, aileler ve okul psikolojik danışmanları için öneriler. Okul Psikolojik Danışmanı E-Bülteni, (8), 12-18.
  • Özkan, S (2015) Okul Öncesi Dönemde Çocukta Ölüm Kavramı ve Yas Döneminde Öğretmen Yaklaşımı. Uluslararası Katılımlı III. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Kongresi “Erken Müdahale” 611-612
  • Frances, A., First, M. B. ve Pincus, H. A. (2013). DSMIV el kitabı. Amerikan Psikiyatri Birliği.(E. Köroğlu, Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği. (Orijinal çalışma basım tarihi 1995).
  • Aydın, R. ve Kimsesiz, K. N. Okul ortamı: Çocuk, travma ve yas.  Okul Psikolojik Danışmanı E-Bülteni, (8), 19-22.
YAZAR BİLGİSİ
Ege Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Halen Ege Üniversitesinde Yüksek lisansımı sürdürmekteyim. Mezun olduktan sonra Aile danışmanlığı eğitimi alarak MEB onaylı aile danışmanı oldum. Bir süre anaokulunda çalıştım. psikolojik danışmanlık merkezlerinde staj yaptım şuan online olarak danışan görmekteyim. ⌻Linkedin ⌻instagram
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.