Kitaplarla İlişkilerimizi Düzeltme Üzerine
Kitap okuma konusunda söylenecek çok şey olsa da, ben önce kendimle giriş yapmak istedim. Erken okuryazarlık ile karşılaşma şansım olmadı. Çoğu kişi gibi ben de ilkokul birinci sınıfta okuma yazma sürecine geçtim. O dönemde Cin Ali okuma serileri çok yaygındı ve nedense okuma kitapları arasında hafızamda en kalıcı olanı diyebilirim. Defalarca o seriyi okuduğumu bilirim. Neyse sonrasında okul ders kitapları haricinde kitap okumayı pek sevmediğimi fark ettim. Özellikle lisede ödev olarak verilen edebi roman veya klasikler kısımları hep canımı sıkmıştır; çünkü bu kitaplar bana akıcı gelmediği için devam etmekte zorlanmıştım. Bir de bu kitaplar kalınsa okumadan bıraktığım zamanlar olmuştu. Bir yandan da gerçekten bu durumdan rahatsızdım. Ben de sağlıklı bir şekilde kitap okuma sürecini devam ettirip iyi bir okuyucu olmak istiyordum.
Peki bu durumu nasıl değiştirdim, o konuya gelmek istiyorum. Öncelikli olarak kitapların konularını araştırdım ve aralarından en çok kişisel gelişim içerikli psikoloji kitaplarının ilgimi çektiğini fark ettim. Kişisel gelişim kitaplarını sıkılmadan okuyor ve kısa sürede bitiriyordum. Bu kitaplar aynı zamanda hayatıma yeni bir bakış açısı katıyordu. Şimdi düşünüyordum da meslek seçimime kadar etki etmiş. Sevdiğim konu veya kitap kategorilerinden sayfa sayısı az olan kitapları bazen bir günde bitirmek benim için mutluluk verici oldu. Devamında sayfa sayısı fazla olan kalın kitaplara doğru geçiş yaptım. Zamanla diğer kategorilerden de kitaplar okumaya başladım. Artık sıkılmıyordum, kitap okumak benim için eğlenceli bir aktivite haline gelmişti. Öğrendiklerimi de hayatımda uygulamaya çalışıyordum. Bu şekilde kitaplarla olan ilişkilerimi yavaş yavaş düzelttim. Peki sizin kitaplarla aranız nasıl?
Pandemi döneminde birçok insan boş zamanlarını sağlıklı bir şekilde değerlendirecek aktivite arayışına geçti. Bunlar arasında en anlamlı, en sağlıklı çalışmalardan birisi bence kitap okumak. Bu süreçte sosyal medyada birçok kitap bloğu da açıldı. İnterneti, sosyal medyayı sağlıklı kullanmak adına fena bir girişim de olmadı tabii.
Sizler kitap okuma alışkanlığı kazanma ve kitaplarla ilişkilerinizi geliştirmek için neler yapabilirsiniz? Kısaca buna değinip sözlerimi sonlandıracağım.
- Kitapların mutlaka konularına bakalım ve bize en uygununu seçelim. Kitabın arka sayfasındaki birkaç cümle bizim için ipucu olabilir.
- Kitap kalınlığı da önemli tabii ki, bu alışkanlığı kazanmak istiyorsak ince kitaplardan kalın kitaplara doğru bir geçiş yapalım.
- Kendinize okuma saatleri, gerekirse okuma köşeleri bile planlayıp ayarlayabilirsiniz. Okuma hedeflerimiz olsun. Hedefimize ulaşınca kendimizi ödüllendirelim.
- Ailemizi de bu kitap okuma sürecine katalım. Bir ailede tek bir birey okuyorsa, bu bir süre sonra kesintiye uğrayabilir veya birey bunu sorgulayabilir. Tam tersi aile bireylerinin tümünün eşlik ettiği okuma saatleri ve kitap yorumları paylaşımı, bu süreci destekleyip devam ettirmede işlevseldir.
- Okuduğumuz kitapları ısrarcı olmadan çevremizdekilere öneri niteliğinde sunmamız da yine destekleyici olacaktır.
- Kitap okumanın kısa ve uzun vadede bizdeki kazanımlarını hatırlamak da yine önemlidir. Özellikle sınava hazırlanan öğrenciler için dikkat çekmek istediğim nokta; sınavda soruların tüm ders gruplarından okuduğunu anlamaya yönelik olması ve zamana karşı yarıştığımız sınav esnasında hızlı okuma ve anlama kabiliyetinin öne çıkması kitap okumanın işlevselliğini bir kez daha göstermektedir. Kitap okumanın bize katkılarını kısa vadede görmeye başlayıp ancak uzun vadede tam bir sonuç alabiliriz.
- Bir kişi ne kadar erken dönemde kitapla karşılaşırsa, kitapla olan ilişkileri o kadar güçlü ilerleyecektir. Bu anlamda anne karnından başlamak üzere bebeklikten ilerleyen döneme doğru, gelişime en uygun kitabı seçerek bu serüveni sürdürmek doğru bir adım olacaktır.
- Yapılan sosyal aktivitelere kitapla alakalı gezi, söyleşi, fuar veya alışverişleri de eklemek yerinde olacaktır.
- Kitabımızı yanımızda taşımak, otobüs beklerken veya işimiz gereği bekleme anlarında boş kaldığımız zamanları değerlendirmede fırsat niteliğinde etkin bir faaliyet olacaktır.
Son olarak, Victor Hugo’nun şu sözü aklıma geliyor: ’’Bilge kişiler hayatın dertlerine çareyi kitaplardan bulur.’’ Belki de bizim en büyük ilacımız kitaplardı. Neden olmasın ki? Bizim yüreğimize dokunan, kendi serüvenimizi görebildiğimiz, hayatımıza yeni bir kapı açabildiğimiz, sorunlarımızla baş etmeyi öğrenebileceğimiz kitaplar…
Haydi sen de bu yolculuğa katıl, kendi kitabını keşfedip başla, hiç de geç değil.