Beni Terapiye Yazdırdılar!

Beni Terapiye Yazdırdılar!

7 yaşındaki bir ufaklık odaya girerken neşeyle “Beni terapiye yazdırdılar!” dedi. İşte bu yazı o cümlenin üstüne ortaya çıktı… : )

Çocuklar, dünyayı olduğu gibi kabul ederler. İçlerinde ne varsa, en doğal haliyle dışa vururlar. Terapi, onlar için bir “iyileşme” süreci olmaktan öte, yeni bir oyun alanı gibidir. Oyunlar, resim çizimleri, hikâyeler, kartlar ve bazen sadece sessizlik… Hepsi, onların iç dünyalarını anlamak için birer anahtardır.

Çocukların ruhsal dünyaları yetişkinlerden farklıdır. Onlar, duygularını anlamakta ve anlatmakta yetişkinler gibi değildir. Kimi zaman öfke nöbetleriyle, kimi zaman sessizce köşelerine çekilerek, kimi zaman da sebepsiz gülme krizleriyle içlerindeki fırtınaları dışa vururlar. Bir çocuğun yaşadığı bir olay, yetişkin için küçük ve önemsiz gibi görünse de onun dünyasında büyük yankılar uyandırabilir. Tam da bu yüzden çocuk deyip geçmemek bizler için çok anlamlıdır.

Psikoterapi, çocukların duygularını tanımalarına, ifade etmelerine ve düzenlemelerine yardımcı olur. Bazen anne-babalar, çocuklarının terapiye ihtiyaç duymasını bir eksiklik ya da kendi yetersizlikleri olarak görebilirler. Oysa ki ruhsal destek almak, fiziksel bir rahatsızlıkta doktora gitmek kadar doğaldır. Bir çocuk, bedenini olduğu gibi ruhunu da korumayı ve ruhuna iyi bakmayı öğrenmelidir.

Çocukların zorbalığa uğraması, ebeveynleriyle çatışma yaşaması, okul kaygısı, özgüven sorunları, duygusal ihmal ya da travmalar… Bunların hepsi küçücük bir bedende büyük izler bırakabilir. İşte bazen çocuklar anlatamazlar, sadece “Beni terapiye yazdırdılar” diye sevinçle gelirler. O an, ruhlarına birinin eşlik ettiğini, onları duyacak birinin olduğunu hissederler. Ve bu, iyileşmenin en büyük adımıdır.

Çocukların iç dünyasına dokunmak, onların ruhlarını duyabilmek, onlara güvenli bir alan sunabilmek… Bunlar belki de en kıymetli eşlik edişlerdir.

Unutmayalım ki, mutlu çocuklar mutlu yetişkinlere dönüşür. Çocuklarımıza kulak verelim, onların ruhsal yaşantılarını ciddiye alalım. Çünkü her çocuğun, içinde anlatılmayı bekleyen bir hikâyesi vardır.

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
2004 yılında Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’ ne girmiş, 2010 yılında yüksek onur derecesiyle mezun olmuş ve Prof. Dr. Turhan Oğuzkan ödülüne layık görülmüştür. Üniversite eğitimi sırasında Erasmus programı ile İsveç-Stockholm Üniversite’ sine gitmeye hak kazanarak 6 ay boyunca “Early Childhood Education” alanında eğitim almıştır. Maltepe Üniversitesi Gelişim Psikolojisi tezli yüksek lisans eğitimini 2012 yılında bitirmiştir. 450 saatlik MEB onaylı Aile ve Çift Terapisi eğitimi, Terapötik Kartlar Eğitimi, Kriz Müdahale Eğitimi, Çözüm Odaklı Terapi eğitimi, Mülteci Çocukların Topluma Uyumu Eğitimi, Özel Eğitimde Alternatif Öğretim Teknikleri, Çocuk Değerledirme Testleri, Sanat Terapisinin Erken Çocukluk Döneminde Kullanımı, Çocuk ve Ergenlerle Klinik Görüşme Teknikleri, İhmal ve İstismarda Aile ve Çocuğa Yaklaşım Eğitimi, Proje Döngüsü Yönetimi, Siber Zorbalık Eğitimi, Çocuk ve Ergenlerde Psikiyatrik Rahatsızlıkların Genel Tanımı Eğitimi, Yaratıcı Dramayla Grup Rehberliği Eğitimi, Dikkat Testleri Eğitimi, EMDR 1. düzey eğitimi katıldığı eğitimlerden bazılarıdır. Namık Kemal Üniversitesi´nde Davranış Nörobilimi alanında doktora programını 2022 yılında tamamlayarak "Nörobilim Doktoru" ünvanını alan Bingül Kemiksiz Uzel, farklı mecralarda yazdığı yazılara ek olarak rehberlikservisi.net sitesinde yazarlık faaliyetlerine devam etmektedir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.