Ahiret İnancı ve Eğitim (Mimarisi)
Ahiret İnancı ve Eğitim (Mimarisi)
Anlamı toplumda neredeyse artık kaybolmuş bir kelime ile başlayalım. “Ahiret”
“Ahiret” diyince aklımıza ölümden sonrası geliyor, cennet cehennem, hesap, mizan ya da inancına göre daha farklı şeyler. Ama kesinlikle bu dünyaya ait bir yer, bir şey değil. Ahiret olsa olsa ölümden sonrası ile ilgili.
TDK Ahiret için Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı’ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya diyor.
Nisanyan’da ~ Ar āχira(t) آخرة [#Aχr fāˁila(t) fa. fem.] sonraki şey, ölümden sonrası < Ar āχir آخر son, sonraki şey diyor.
Ahir kelimesi bulunduğumuz andan sonrası demek, evvelim sen oldun ahirim sensin ifadesinde yer aldığı gibi. Kelimenin kendisi yaşadığımız andan sonrası anlamına geliyor. Ahiret kelimesini doğru anladığımızda; dünyaya, eğitime, mimariye ve çocuğa bakış açımızın değişmemesi mümkün değil. Dünya’nın en aklı başında, bilinçli varlıkları biz insanlar olduğumuza göre Dünya’nın ahireti bize emanet demektir. Daireyi küçültelim. Türkiye Cumhuriyeti’nin ahireti bizim elimizdedir.
Yetiştirdiğimiz çocuklar bizim ülkemizin ahiretidir. Dünya’dan göçüp giden biz ahret dediğimiz yere giderek burada yaptıklarımızın hesabını verecekken, burada bıraktıklarımızda Dünya’nın ahireti olarak etkisini sürdürmeye devam edecek.
Dolayısı ile ahirete bireysel olarak ölümden sonra bizim yaşayacağımız değil bu “an” dan sonra bizim yaptıklarımızla herkesin yaşayacakları olarak bakmamız gerekiyor.
Okullarda ahret inancı var mı? Düşünelim bakalım eğitim sistemimiz ahiret inancı üzerinde ne kadar duruyor. Okulun kendisi üzerinden gidecek olursak yapılan eğitim binalarının değil yarının bugünün ihtiyaçlarını karşılaması bile zor görünüyor. Okul yapan mimar, mühendis ve yetkililer okulların mimari olarak çocukların gelişimine uygun olmasına ve 20 yıl hizmet verebilecek şekilde yapılmasına dikkat ediyor mu? Bir okul düşünün içinde sağlıklı beslenme eğitimi veriliyor ama yemekhanesi yok ve çocuklar kantinden sağlıksız besleniyor. Bir okul düşünün çocukların spor yapması gerekiyor deniliyor ama spor salonu ya da bahçesi yok. Okul düşünün çocukların kendini ifade edebileceği konferans salonları, kulüp odaları, atölyeler yok. Okul düşünün sadece derslik var. Okul çocukların sosyal, fiziksel, duygusal, zihinsel gelişimini destekleyecek şekilde kurgulanmış mı?
Binalar özellikle köşeli ve birbirini kesen kolonlardan oluşuyor, kolonlar ve kapılar güvenlik riski oluşturuyor, okul düşünün bina varlığı ile köşeli, mimari açıdan sürekliliği olmayan, kesik kesik kolonlar ve sütunlardan oluşuyor, okul mimari açıdan yaratıcılığı, bireyin kendini ifade etme özgürlüğünü, bireysel farklılıkların ortaya çıkmasını imkansız hale getirecek şekilde dizayn edilmiş, sınıflar kare, oturma düzeni birilerinin konuşmacı ve aktif, diğerlerinin dinleyici ve pasif olmaya zorlandığı yapılara dönüşmüş, bu hali öğretmen açısından yorucu, öğrenci açısından sıkıcı.
Aynı örnekler müfredat açısından da verilebilir, yeni bir müfredat geliştiriliyor fakat eğitimciler dahil yaygın çoğunluk müfredatta yer alan tarihi “evveli” meseleler üzerine yoğunlaşıyor. Müfredat memleketin ahiretini olumlu yönde etkileyecek mi? Bilimsel düşünceyi geliştirecek mi? Çocukların daha nitelikli ve kaliteli eğitim almasını sağlayabilecek çağdaş uygulamalara yer verilmiş mi? Meselelerini konuşmakta zorlanıyoruz.
Çocuklar bizim ahretimiz, çocuklara bırakacağımız ülkemiz bizim ahretimiz. Şehirleri planlarken ahreti düşünmek zorundayız, evleri caddeleri planlarken ahireti düşünmek zorundayız. Okulları ve eğitimi planlarken AHİRETİ düşünmek zorundayız.
Buraya kadar sıkılmadan okuyanlar ama bunlar bizimle ilgili değil ki diyenler…
Ahiret inancının zayıf olduğu bu topraklarda ne yapabiliriz. Bizler özellikle eğitim uzmanları, eğitim rehberleri, eğitim liderleri olarak aldığımız formasyonun gereğini yerine getirmek, bulunduğumuz her ortamı daha bilimsel, daha pedagojik hale getirmekle mükellefiz. Okullarımızı ahiret inancına uygun şekilde gözden geçirmeliyiz.
Okullarda kapı süslemeleri tamam ama daha fazlasına ihtiyacımız var. Kütüphane bu hali ile işlevsel değil ne yaparsak daha işlevsel olur? Sınıflarda oturma düzeni nasıl olmalı, okullarda öğrenci kulüpleri aktif çalışıyor mu? Bu kulüpleri nasıl aktif hale getirebilirim? Okulda öğrencileri ve öğretmenleri motive edecek uygulama örnekleri ile nasıl kıvılcımlar yaratabilirim. Öğretmenim senle Akıl ve zeka oyunları odası kuralım mı? Öğretmenim sizinle kütüphaneyi yeniden mi gözden geçirsek, bahçe nasıl daha işlevsel hale gelir? Öğretmenlerle idareciler, öğretmenlerle öğrenciler nasıl daha hızlı kaynaşır, olumlu okul iklimi nasıl oluştururum, olumlu davranış geliştirmeyi etkin halde nasıl kullanırım? Okulu daha güvenli hale nasıl getirebiliriz? Devletin bürokratik uygulama ve kağıt işlerini hızlıca atlayarak kısa ve verimli 15 dakikalık toplantıları nasıl kurgularım gibi okulda geçirdiğimiz her anı okulu daha pedagojik hale getirmek üzerine düşünmeye ve rehber olmaya ihtiyacımız var.
Bu ahiret aynı zamanda bugünün yarını, öldükten sonra arkada bıraktıklarımız ve yanımızda götürdüklerimizden oluşuyor olacak.
Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır. M. K. Atatürk
Okul Psikolojik Danışmanları ülkenin ahireti sizlerin eseri olacaktır. Ö. Cimem
Yeni Eğitim Öğretim yılımız hepimize hayırlı uğurlu olsun…
Ömer CİMEM
Uzman Psikolojik Danışman
omercimem@gmail.com