Çocuk İhmal ve İstismarı
ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI
(TANIMLAR)
Bireyler, nasıl tüm becerilerini geliştiriyor ve olgunlaştırıyorsa bağ kurma, ikili ilişki ve iletişim becerilerini de geliştirip olgunlaştırmaktadırlar. İşte tam da bu noktada küçük yaşlarda, gelişimin en yoğun olduğu zamanlarda çocuklarda meydana gelen ihmal ve istismar bu becerilerin gelişmesine ve olgunlaşmasına ket vurmaktadır.
İşte tamda bu yüzden; ihmal ve istismarın önlenebilmesi için ne olduklarını, ayırt edici özelliklerini ve risk faktörlerini bilmemiz önleyici olmamıza, karşılaştığımızda davranış ve tepkilerimizin nasıl olması gerektiğini bilmemiz travma durumunu tetiklememesine, neler yapılması gerektiğini ve hangi kurum/uzmanlara yönlendirebileceğimizi bilmemiz etkisini minimize etmemiz noktasında bizlere büyük fayda sağlayacaktır.
İhmal ve istismar tek başına bir kişi, kuruluş ya da kurumun üstesinden gelebileceği bir olgu değil, tümüyle toplumun çabası ve bilinçlendirilmesi ile önlenebilecek bir olgudur. Bu yüzden ülkemizde yaklaşık son 10-15 yıldır araştırmalar yapılmakta ve çeşitli dernek, STK vb. toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar düzenlemektedir.
Benim naçizane amacım ise bu yazı dizimde, yazılmış makale ve araştırmalardan edindiğim bilgiler ışığında; çocuk ihmal ve istismarının ne olduğu, türleri ve risk faktörlerinin bilinmesi, ilk adımda nelerin yapılması gerektiği ve yönlendirmeler konuları ile çocuk ihmal ve istismarı ile ilgili yapılmış araştırma bulgularını paylaş ve farkındalık oluşturmaktır.
Çocuk İhmali Nedir?
Çocukların sağlık, eğitim, giyinme, barınma ilgi, sevgi, temel bakımları gibi ihtiyaçlarının ve bilişsel, psikolojik, fizyolojik açıdan gelişimlerinin ebeveynleri veya bakımından sorumlu kişi/kurumlar tarafından karşılanmamasıdır. Çocuk ihmalini iki ana başlıkta inceleyebiliriz;
Fiziksel İhmal, çocukların bakımlarının, beslenmesinin, giyiminin, sağlık ihtiyaçlarının anne-babalar veya bakımından sorumlu kişi/kurumlar tarafından yapılmamasıdır.
Duygusal İhmal ise, çocukların ilgi ihtiyacının, sevgi ihtiyacının karşılanmaması, görmezden gelinmesi ya da çocuğun kendisini dışlanmış hissetmesi (istenmeyen çocuk) olarak tanımlanabilir.
Çocuk ihmalinden söz edebilmemiz için gerçekleşen durumun süreklilik gösteriyor olması gerekiyor. Başka bir önemli nokta ise; ebeveynlerin imkanları elverişli olduğu halde çocukların ihtiyaçlarını karşılamaması durumunda ihmalden söz edebiliriz.
Yani; yoksulluk, ailenin imkanları olmamasından kaynaklı olarak çocuklarının ihtiyaçlarını yerine getirememesidir. İhmalde ise ebeveynlerin imkanları olmasına rağmen çocuğun ihtiyacını karşılamaması söz konusudur.
Daha iyi anlaşılması açısından şöyle örnekler verebiliriz;
Örnek 1) A’nın kıyafetleri yıpranmış ve eskidir. Soğuk kış günlerinde daha yeni ve sıcak tutacak kıyafetlerinin olması gerektiğini düşünürüz. Peki A çocuk ihmaline maruz kalmış mıdır?
Eğer,
A’nın ailesinin geliri bu ihtiyacını karşılamaya yetmiyor ise ihmal yoktur.
Örnek 2) S okuldan eve geldiğinde, sınıftaki ağaç figüründe ki kartonda elmasının kızardığını (yani okumayı öğrendiğini) annesine heyecanla anlatmaktadır. Annesi ise yemek yaparken S’yi duymamakta ve yemek yapmaya devam etmektedir. Ve S eve geldiği birçok akşam aynı durumu yaşamaktadır.
Bu örnek olayımız için ise ihmal vardır diyebiliriz.
Çocuk İstismarı Nedir?
Bedensel veya psikolojik olarak çocuklara zarar veren; fiziksel, duygusal, cinsel yada zihinsel gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlardır.
Yapılan bu davranışın mutlaka çocuk tarafından algılanmasına/anlamlandırılmasına ya da yetişkin bireylerce bilinçli yapılmış olmasına gerek yoktur.
Çocuk istismarı anne-baba, çocuğa bakmakla görevli kişiler, akrabalar, çocuktan büyük arkadaşlar ya da yabancı kişilerce yapılabilir.
Çocuk istismarını fiziksel, duygusal ve cinsel istismar olmak üzere 3 ana başlıkta inceleyebiliriz.
Fiziksel İstismar, çocukta kaza sonucu oluşmamış ve fiziksel zarar görmesiyle ortaya çıkan yaralanmalardır. Bir başka deyişle çocuğa kasıtlı olarak fiziksel zarar vermektir diyebiliriz. Bu fiziksel zarar vermede ki davranışlara; çimdikleme, ısırma, vurma, şiddetli sarsma vb. davranışları örnek olarak gösterebiliriz.
Araştırma verilerine göre fiziksel istismar, diğer istismar türlerine oranla en sık görülen ve çok fark edilen istismar türüdür. En çok 4-6 yaş arasındaki çocuklarda görülmüş ve erkeklerde kızlara oranla daha fazla oranda fiziksel istismar bulgusuna rastlanmıştır.
Fiziksel istismarın şöyle bir boyutu vardır; fiziksel şiddet gören çocuklarda duygusal travma yaşama durumu söz konusudur. Fiziksel istismar, bedenlerinde zarar gören çocuklarda belki de kapanması daha güç ve daha ağır duygusal yaralarda açmaktadır. Bu boyutu düşünüldüğünde fiziksel istismar belki de çocuğun geleceğini derinden etkileyecek nedenlere sebep olmaktadır.
Duygusal İstismar, çocuğun sistemli bir şekilde duygusal gelişimi ve kişilik bütünlüğüne zarar veren tutum ve davranışlardır. Çocuğa ebeveynin göstermesi gereken ilgi ve sevginin aksine görmezden gelme, çocuğu reddetme, aşağılama, suçlama vb. davranışlar söz konusudur. Bu davranışlar tekrar ve süreklilik gösterir.
Araştırma verilerine göre duygusal istismarın fark edilmesi oldukça zordur. Sıklıkla sözlü olarak gerçekleşmektedir.
Duygusal istismarda ki boyut şöyledir; duygusal istismar bittiği zaman, istismarın etkisi bitmeyebilir. Çocuk duygusal istismar sürecinde duyduğu sözleri (aşağılanma, suçlanma vb.) içselleştirebilir. Bu içselleştirme çocukta sürekli bir suçluluk psikolojisi ya da kişiliğinin değersizliği düşüncesini doğurabilir. Bu nedenden dolayı çocuk ileri ki yaşantısında sürekli onaylanma ihtiyacı gösterebilir, kendini değersiz hissederek olumsuz durumlar karşısında kendinin bunu hak ettiğini ve iyi hiçbir şeye layık olmadığını düşünebilir. Ayrıca ebeveyn olduklarında kendi çocuklarına aynı davranışları gösterebilirler.
Cinsel İstismar, çocuğun bir yetişkin yada kendinden büyük bir çocuk tarafından anlamadığı yada istemediği, gelişimsel olarak hazır olmadığı ve karşı tarafın cinsel doyumu için yapılan davranışlardır. Tanımda davranıştan kastettiğimiz; çocuğa dokunma, cinsel içerikli konuşmalar, teşhir etme, röntgencilik, çocuğa pornografik içerik izlettirme yada pornografik materyal üretmede kullanma gibi dokunmanın olduğu ve dokunmanın olmadığı davranışların tümünü kapsamaktadır.
Araştırma verilerine göre, cinsel istismar 6-10 yaş arasındaki çocuklarda ve kız çocuklarında erkek çocuklara oranla daha fazla görülmektedir. Genellikle aile tarafından tanınan ve güvenilen kişilerce cinsel istismar gerçekleştiriliyor.
Ve istismarcı tarafından gizlenmesi gereken bir sır ya da gizli bir oyun gibi anlatılıp çocuğa bunun saklanması gerektiği inandırılıyor. Bunun yanında istismar sonrasında içsel yaşanılan bazı süreçler (kendini suçlu hissetme, kirli hissetme, hatalı hissetme vb.)’den dolayı istismar gizleniyor.
Ayrıca burada bilmemiz gereken önemli bir noktada şudur; aynı yaş grubunda olan (4 yaşa kadar), yani kendinden 4 yaş küçük ya da büyük çocukların cinsel içerikli bazı konuşmaları ve davranışları, diğer değişkenlerle birlikte (süreklilik olması, cinsel davranışın yanında saldırgan tutum vb.) görülmüyorsa, cinsel oyun olarak tanımlanmakta ve cinsel istismar olarak değerlendirilmemektedir.
Cinsel istismarın boyutunu düşünecek olursak; çocuklar istismardan sonra genellikle içlerinden bir parçanın koptuğunu/bozulduğunu hissettiklerini söylemişlerdir. Bu söylemden çocukların kendilerinde olumsuz yönde değişimin olduğunu düşündüklerini gözlemleyebiliriz. Bunun yanında bu çocuklarda yüksek depresyon riski ve intihara yönelim gözükmektedir.
Unutmayınız, masumiyetin ve sevginin en tarafsız, en içten ve en çok yaşandığı yer bir çocuk kalbidir. Bu kalbi korumak toplumların en önemli vazifesi olmalıdır.
Çocuk ihmal ve istismarının ne olduğunu okumuş, farkındalığımızı yükseltmiş olduk. Peki risk faktörleri nelerdir? Bir çocuğun bunu yaşadığını nasıl anlarız? Davranışları, duygu ve tutumlarına yansır mı? Bir sonraki yazımızda sorularımıza cevap verebilmek ümidiyle, esen kalın…
KAYNAKÇA:
- İnsan Hakları Derneği (2008), Çocuk İhmali ve İstismarını Önleme Öğretmenler ve Aileler İçin Eğitim Kılavuzu (Ankara: Berkay Ofset).
- Üsküdar Rehberlik ve Araştırma Merkezi, Çocuk İhmali ve İstismarı.
- Serpil Uğur Baysal ve Figen Şahin (2014), ‘Çocuk İstismarı ve İhmali’, Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarında Tanı ve Tedavi Kılavuzları, 2, 1-9.
- Fulya Yarar ve Füsun Yarış (2011), ‘Birinci Basamakta Çocuk İstismarı ve İhmaline Yaklaşım’, Türk Aile Hekimler Dergisi, 15(4), 178-183.
Buğra TOPKARA
Psikolojik Danışman
bugratopkara@gmail.com
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Emeğinize sağlık, kaynakça için ayrıca teşekkürler..
Yorumunuz ve okumanız için bende çok teşekkür ederim.