Çocuk ve Oyun Yolculuğu
Yolda yürürken, markette alışveriş yaparken ya da bir parkta otururken kulak misafiri olup iki yetişkin arasında kimi zaman “çocuk oyuncağı mı bu?”,” burada oyun mu oynuyoruz?” gibi ifadeleri içeren diyaloglar duyduğunuz oluyor mu? Çocuklar ile çalışan bir uzman olarak algıda seçici olmamın etkisini göz önünde bulundursam da bu tür ifadeleri günlük yaşamımda azımsanmayacak kadar fazla duyduğumu fark ettim. Burada iki yetişkin aslında herhangi bir kötü amaç beslemeden söz ettiklerinin değerli, önemsenecek, gelişigüzel yapılmaması gereken şeyler olduklarını vurgulamak istiyorlar.
Bunun yanında dilin düşüncelerimizin bir aynası olduğunu, ifadelerimizin günlük hayatımıza, özellikle çocuklar ile ilgili kısmına zühur ettiğini de biliyoruz. Çocukların oyunlarını veya oyuncaklarını; yetişkinlerin iş ya da uğraşları kadar önemli olmadığına işaret eden kelime ve ifadelerle bir arada kullanıyoruz. Üstelik oyunun bir çocuk için en ciddi iş ve görev olduğunu yadsıyarak…
Çocuklara biraz daha yakından bakmamız gerekirse; onlar kendilerine özgü yapı, özellik ve potansiyelleri olan varlıklardır. Ve bebeklikten itibaren bu potansiyellerini gerçekleştirmenin de en çocukça yolu oyundur. Virginia Axline oyunu ” çocuğun kendini ifade etmesi için doğal bir araç” olarak tanımlar. Çocukların yetişkinler gibi kendilerini ifade etmelerini sağlayan sayısız kelimeleri, uzunca cümleleri yoktur. Bunların yerine, çocukların kelimeleri sayılabilecek oyuncakları ve anlatmak istedikleri yerine geçebilecek oyunları vardır.
Çağdaş yaklaşımlarda oyun; çocuğun kendisini ifade edebilmesine olanak sağlayan; dil, bilişsel, sosyal, duygusal ve psikomotor becerilerini geliştirebileceği önemli bir fırsattır. Buradan hareketle çocuğun en temel aktivitesinin; spontanitesinin ve yaratıcılığının devrede olduğu, eğlenceli, isteyerek dahil olduğu, dinamik ve kendi kendini iyileştirebileceği potansiyeli özgürce ortaya koyabileceği oyun olduğunu söyleyebiliriz. Garry Landreth çocuklar için oyunun ne anlama geldiğini çok sevdiğim bir sözü ile dile getirmiştir; “Kuşlar uçar, balıklar yüzer ve çocuklar oyun oynar”.