Çocukta Yalan
ÇOCUKTA YALAN
Yalan, pek çoğumuzda alışkanlık haline gelmiştir. Çerez niyetine bir yalanı konduruveriyoruz hemen dilimizin ucuna. Bir arkadaşımız evine davet etmiştir ancak gitme isteğimiz yoktur. Ona gerçekleri söylemek yerine türlü bahaneler üretebiliriz. Yetişkinler buna yalan yerine karşımızdakini üzmemek için yapılan küçük bir oyun olarak bakabilirler. Küçük gibi görünmesi ya da bir kere söylesem ne olur denmesi bunun yalan olmadığı anlamına gelmez. Kötü alışkanlıkların genelde çıkış noktası “Bir kereden bir şey olmaz.” cümlesi değil midir?
Çocuklar 6 yaşına kadar gerçek ve hayali ayırt edemeyecek durumdadırlar. Bu yalan yerine gerçeği çok ayırt edemeyen bir çocuk bakışıdır. Bu noktada çocuğa yaklaşım tarzı çok önemlidir. Sinirlenmeden, yaşının bir özelliği olduğunu bilerek sakin cevaplarla düzeltmeler yapılabilir. Hayali, gerçek olmayan düşünceler çocukların aklını karıştırabilir ve ne diyeceklerini bilmediklerinden yalan kelimesinin anlamını, varlığını bilmeden yalana başvurabilirler.
Hayali yalan dışında bir de rol-model alarak söylenen öğrenilmiş yalan mevcuttur. Hayali yalan kadar masum değildir. Burada gizil bir öğrenme söz konusudur. Diyelim ki anne evlerine gelmek isteyen misafire telefonda, evde olmasına rağmen, evde olmadığını söyler ve bunu çocuk duyarsa önce bir çelişki yaşar. Neden evdeyken annesi evde olmadığını dile getirmiştir?
Anne bunu; hasta olduğu, yorgun olduğu ve ya herhangi bir sebepten ötürü söylemiş olabilir. Burada gerçeği söylemek yerine yalan söylemenin kötü bir şey olmadığını, gerektiğinde söylenebileceğini çocuğa öğreten annedir. Hiçbir çaba sarf etmeden öğretilen, model alınan yalan türü birden ortaya çıkmış gibi görünür, sebebi araştırılmaya kalkılır ancak yavaş yavaş pasif olarak çocuğa çevresi tarafından enjekte edilmiştir. Burada yetişkinler bir başkasından öğrenmesini araştırmak yerine önce kendilerini sorgulayabilirler.
Son çare olarak çocuğun sıkıştığı an, yapacak bir şeyi olmadığında da söyleyeceği bir yalan türü vardır: Kendini korumak için söylenen yalanlar. Ebeveyn bir olay anında hemen yüksek bir ses tonuyla ve ya sinirli bir şekilde yargı ve sorgulamaya geçtiğinde çocukta sığınmak için bir liman arayışına girer. Bu liman genelde gerçeği gerçek dışı aktarmaktır.
Yapılanların olduğu gibi anlatılması sonucu olacakları az çok kestiren çocuk, olmasını istediği gibi anlatma yoluna başvurur. İlk kez yaşanan bir olay düşünelim: Baba, çocuk topunu patlattığı için çocuğa bir tane patlatır ve ya öfkeli konuşmalar yaparsa çocuk bu tür davranışlarda bulunduğunda neyle karşılaşacağını az çok tahmin eder. Bir sonraki top patlama olayını kendi yapmış olsa bile arkadaşı yapmış gibi anlatmakta hiçbir sakınca görmez. Çünkü ne olursa olsun yalan söylemenin gerçekleri söylemekten daha iyi online casino siteleri olduğunu deneyerek öğrenmiştir. Bu yalan türünde de ebeveyn kendi yaklaşım tarzını sorgulamalıdır. Olaylara bakış açısını bir nebze değiştirmek faydalı olacaktır.
Çocuk yalan söylediğinde önce sebebi bulunmalıdır ve ona göre düzenlemeye gidilmelidir. Anne-babalar çocukları tarafından örnek alındıklarını unutmamalıdırlar. Yaklaşım tarzlarını çocuklarına göre ayarlayarak hareket etmelidirler. Çocuklar gizil öğrenir, duymaz dediğiniz bir çok şeyi duyarlar, anlamaz dediklerinizi anlarlar. Kısacası çocuk deyip geçmeyin.
Zehra AVŞAR
Psikolojik Danışman