Çok kültürlü psikolojik danışma üzerine
Kültüre duyarlı psikolojik danışmanın, batılı psikolojik danışma ekollerine tepki olarak doğmasına öncülük edenlerin yine batılı bilim insanları olması beni epey şaşırttı çünkü kendi kendilerini eleştirmişler ve farklı kültürlerin ihtiyaçlarını da yine onlar düşünmüşler. Bununla beraber kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitimini de psikolojik danışmanlar için zorunlu bir eğitim olarak görmüşler ve derslerine eklemişler. Benim üniversitem olan Ege Üniversitesinde ise bu ders seçmeli olarak veriliyor.
“Psikolojik Danışma Ve Kültürel Faktörler” makalesini okuduktan sonra, psikolojik danışmanın kültüre duyarlı olmasının hem terapötik ilişkiyi kurarken, hem de danışanın sorununu kavramsallaştırırken ne kadar önemli bir beceri olduğunu fark ettim ve bu dersin bizim ülkemizde de zorunlu olarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kültüre duyarlı psikoloji yaklaşımından önce batılı kültürün etkisi ile insan psikolojisi bireysel olarak ele alınmıştır fakat insan sosyal bir varlıktır ve yaşadığı toplumdan öğrenmekte ve etkilenmektedir. Toplumun insan üzerindeki etkisi yadsınamayacak kadar büyüktür, bu nedenle psikolojik danışma yapılırken de bireyi yaşadığı topluma göre değerlendirmek, yaşadığı toplumun kültürünü bilmek büyük önem taşımaktadır. Psikolojik patolojiyi tespit etmede kullanılan normlar ve normal davranışlar kültürler arası değişkenlik gösterebilir bu nedenle bireydeki sorunu belirlerken yalnızca batılı kültürden gelen öğretileri kullanmak büyük bir hata olacaktır.
Batının bireyselciliğinde bireyin toplumla olan iç içeliğini göz ardı etmiş psikolojik danışma yaklaşımlarının özellikle doğu kültürü içerisinde yetişmiş bir bireyde yeterince etkili olamayacağı aşikardır. Bazı toplumlarda batıda hiç görülmeyen psikolojik rahatsızlıkların görülmesi bu bireyler için kültüre duyarlı psikolojik danışmanın önemini bir kez daha göz önüne sermektedir. Bu noktada psikolojik danışmana düşen görev kendi farkındalığını kazanması ve danışanları fenomenolojik olarak değerlendirebilmesi olacaktır. Bireyi kendi içerisinde değerlendirdiğimiz kadar içerisinde bulunduğu bağlamda da tarafsız bir bakış açısı ile değerlendirebilmek, psikolojik danışma sürecine önemli fayda sağlayacaktır.
Kısacası, psikolojik sorunların fizyolojik boyutları ile beraber, kültürün de etkisi göz önüne alınarak yürütülecek bir psikolojik danışma süreci danışan açısından daha etkili olacaktır. Bu nedenle biz psikolojik danışmanlar olarak öncelikle kendimize ve kültürümüze karşı farkındalığımızı kazanmalı daha sonra kültürler arası bir boyut kazanarak bize gelen danışanlarımızı, onların kültürel bağlamında tarafsız olarak değerlendirebilmeliyiz.