“Erkek de Kadın da Sevilmek İster”

“ERKEK DE KADIN DA SEVİLMEK İSTER”

İnsan hisleriyle var olan bir canlıdır ve hislerimiz bize hiçbir zaman yalan söylemezler. İlk anne karnında annemize bağlanmamızla başlayan bu uzun yolculukta sevildiğimizi görmek ve hissetmek isteriz. Bu sebepledir ki geçmişe baktığımızda Mecnu’nun Leyla’ya olan aşkı, Ferhat’ın Şirin’i yıllar boyunca nesilden nesile aktarılmıştır. En yapılamaz şeyler aşk için yapılmış, uzun ve gidilemez yollar gidilmiş, aşılamaz sanılan duvarlar aşk için aşılmıştır. Peki kişilere olmazı olduran, aşılmazı aştıran bu aşk duygusu nedir? Gelin hep birlikte inceleyelim.

İnsanlar, genellikle bağlanma ve sevgi ihtiyaçları için bir ilişkiye başlarlar. Her birey kendini seven, saygı duyan, hayat yolculuğunu beraber paylaştığı bir partnere ihtiyaç duyar. Bazen bu ihtiyaç öylesine yoğun bir ihtiyaç haline dönüşür ki sevdiğimiz kişinin olumlu-olumsuz özelliklerini bile göremez hale geliriz. Örneğin; bir ilişkide “sevilmek” için mücadele etmemiz gerekiyorsa bu bizim için doğru bir ilişki olmayabilir ya da kendimizi huzursuz, sinirli, mutsuz hissettiğimiz duygu durumları mutlu ve huzurlu anlarımızdan fazlaysa burada dikkat etmemiz gereken yerler olabilir demektir. Burada kişinin ilişkisini iyi tanıması ve çözümleyebilmesi aslında yine kendini iyi tanımaktan geçiyor… Kendini iyi tanıyan birey ilişkilerdeki sorunlarının anne ya da babasıyla olan bağlanma problemlerinden mi yoksa partneriyle mi olduğunu çok daha iyi çözümleyebiliyor. Bu sebeple kendi içsel yolculuğumuza kendimizi iyi tanımalı, eksiklerimizi ve hatalarımızı daha iyi görebilmeliyiz.

Mutlu Bir İlişkinin Sırrı Problem Çözme Becerisinden Geçer

Hazır 14 Şubat’ı konuşurken ilişkilere şöyle bir bakalım… Evlilik ve ilişkiler, bizim uzun soluklu yolculuklarımızdır. Bu yolculukta birçok iyi, kötü anınız olacak; evliliğe giden yolda ve anne baba olma süreçlerinde toplumsal rolleriniz değiştiği gibi, ilişkideki statünüzde değişecektir. Değişime açık olan ve bu rollere daha hızlı ayak uydurabilen kişilerin evliliklerde ve ilişkilerde daha mutlu olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Kişi değişen durumlara ayak uydurabildiği gibi, karşı tarafa sevgisini ve ilgisini göstermekten de vazgeçmemelidir.

Her kadın ve her erkek sevilmek ister. İlişkinin temelinde aşk ilk günkü gibi canlı olmasa bile, sevginin varlığı çok kıymetlidir. Bir ilişkide partnerine güvenen, onun sevgisinden emin olan, biricik ve kıymetli olduğunu bilen kişilerin ilişkiden daha tatmin olduklarını söyleyebiliriz. Burada ilişkinin güzel taraflarına tutunmak,  partnerin olumlu özelliklerine odaklanmak, problemlerin geçici olduğunu –sevginin kalıcı olduğunu- unutmadan yol almak ilişkimizdekiproblemleri daha hızlı bir şekilde çözmemizi sağlayabilir.

14 Şubat’ı İlişkinizde Fırsata Çevirin

“Öyle bir sev ki, sevilen de sevmeyi senden öğrensin.” diyor Mehmet Zihni Sungur. Gelin bugünde ilişkilerimizde yeni bir sayfa açalım. Eğer problemli bir ilişkiye sahipsek problemleri çözmenin yollarına odaklanalım. Unutmayın ki; imkansız diye bir şey yoktur. Geçmişe takılı kalmadan yeniye yer açabilmek, ne kadar zor olsa da mutlu bir ilişkinin sırrı birazda anda kalarak geleceğe bakmaktan geçiyor. Sevgi varsa çözülemeyecek sorunda yoktur. Yeter ki egolarımızı bir kenara bırakmayı, ben yerine ‘biz’ olmanın güzelliğine varmayı, sevmenin sevilmenin hakikati içerisinde bu güzel duyguların kıymetini bilmeyi bilelim. Sevginin belirli bir güne ait tüketim nesnesi olarak değil, her gün hissedilmesi gereken kıymetli bir gün olduğunu bilerek ilişkimizi yaşayalım. Bu uzun ve güzel yolculukta sevginin ve güzelliklerin çoğaldığı, farkındalığınızın arttığı bir 14 Şubat geçirmenizi dilerim…

​Sevgilerimle,