Evden Eve – ( Door to door ) Film inceleme
Filmin Adı: Door to Door (Evden Eve)
Oyuncular: William H. Macy, Kyra Sedgwick, Kathy Baker, Joel Brooks, Woody Jeffreys
Yönetmen: Steven Schachter
Süre: 90 Dakika
Yıl: 2002
Tür: Biyografi, Dram, Aile
Ülke: ABD
Neden İzleyelim?
Merhabalar, bu hafta için bizi 15 yıl öncesine götüren keyifli ve gerçek hayattan alınmış bir film seçtim. Belki de bunca zaman arkanıza yaslanıp motivasyon temalı bir film ararken karşınıza çıkmıştır zira eski bir film. Ancak içerisinde pek çok ders verici sahne var. Bu zamana kadar gördüğünüz “Buralara gelmesi hiç de kolay olmadı, işte o kişinin hayat hikayesi!” başlıklı haberlerin görsel hali demek tam da bu filmi anlatan cümleyi kurmak demek olur.
Bu noktada filmi anlatmaya başlamadan önce değinmek istediğim bir konu var. Yazının devamı beklentiye göre “Bu filmi diğerlerinden ayıran bir özelliği var ki o da başroldeki kişinin engelli olması!” şeklinde devam ettirebilirim. Ancak böyle yaptığımızda engellilere -zaten kendilerini kabul ettirmekte zorlandıkları bu dünyada- bir ayrıştırma da biz yapmış oluyoruz. O yüzden ben bu klasik anlayışın yerine “İçinde bulunduğu şartlar dahilinde elinden gelenin en iyisini yapan bir adamın hikayesi” diyerek analize başlamak istiyorum. Serebral Palsi hastası olan bu adam (Bill Porter), annesiyle birlikte güzel bir hayat geçirse de bir işe girmenin hayaliyle yaşar. Başta kabul edilmemesine rağmen tekrar denemesi üzerine temizlik ürünleri satan Watkins Şirketi’ nde satıcı olarak işe başlar. Zaten bu kısımdan Bill’ in idealleri uğruna ne kadar azimli olabileceğini görmüş oluyoruz.
Başlarda kolay bir hayat beklemez Bill’i. Kapıların yüzüne kapandığı, insanların görünüşünden korktuğu bir mahalleye denk gelir. Ancak hayata karşı hep pozitif bir yanı vardır. Umudunu hiç yitirmez ve hayallerine kavuşmak için her gün çabalar. Bill o mahalleye her gidişinde her bir evin hikayesini öğreniriz. Komşuluk ilişkilerine göz atarken bir yandan da Bill’ in kurduğu dostluklara şahit oluruz. Bu neşeli halleriyle kısa zamanda mahallenin sevilen satıcısı olur.
Güzel geçen hayatına acıları da sığdırır Bill. Aslında hepimizin hayatında olduğu gibi. Ancak tekrar hatırlatmak isterim ki onun farkı engelli olmasında değil pek çoğumuzun ayakta kalmakta zorlanacağı şeylerin üstesinden gelme becerisinde. O yüzden Bill Porter’ ın hikayesi size sadece Serebral Palsi’ yi tanıtan bir film olmayacak aynı zamanda hayatın akışı içinde kaybettiğiniz değerleri de sorgulatacak.
Nasıl Değerlendirelim?
Bugün Doğan Cüceloğlu’ nun “Onlar Benim Kahramanım” adlı kitabına başladım. Birkaç bölüm okuduktan sonra önceden izlemiş olmama rağmen bu film aklıma geldi. Kitabın başından edindiğim izlenim, yaşadıkları karşısında dimdik ayakta duran bir avukatın ve eşinin hayat hikayesinin güzelliği üzerineydi. Doğan Cüceloğlu öylesine etkilenmiş olacak ki avukat ve eşine yönelttiği sorularda kendilerine olan hayranlığının arttığını okurken dahi hissettim. Ardından filmi açıp baktım ve böyle insanların daha fazla tanınmaya ihtiyacı var diye düşündüm.
Bill’ in yaşadıklarını daha iyi anlamak için önce Serebral Palsi’ nin ne tür bir rahatsızlık olduğundan bahsetmek isterim.
“Serebral Palsi (beyin felci), bebeklikte ya da çocukluk çağının başlarında ortaya çıkan ve vücut hareketlerini ve kas koordinasyonunu kalıcı şekilde etkileyen fakat zaman içinde kötüleşme sergilemeyen bir dizi nörolojik bozukluktan herhangi birini tanımlamak için kullanılan terimdir.” (http://www.serebralpalsinedir.com/1.html)
Zaten filmi izlerken hastalığa dair bir miktar fikir edinmiş oluyorsunuz. Bu noktada Bill’ i dikkatlice izlemeniz durumu daha iyi kavramanıza yardımcı olacaktır. Bu da filmi anlamanıza yetecektir. Daha fazla bilgi edinmek isteyenler yukarıda vermiş olduğum linkten ayrıntılı inceleme de yapabilirler.
Filmin bahsetmek istediğim bir diğer güzel yönü de oyunculuklar ve elde ettiği başarılar üzerine olacak. Bill Porter’ ı canlandıran William H. Macy’ nin böylesine bir oyunculuk sergilemesini takdire şayan olarak görüyorum. Bunun dışında filmin prestijli törenlerde ödül aldığını da eklememek olmaz.
Bu güzel hikayeyi keyifle izleyeceğinizi umuyorum.
Esenle kalın.
Necla AYDOĞAN
Psikolojik Danışman
neclaydogan.94@hotmail.com