Forrest Gump – Film inceleme
SEN DE UMUDUNA KOŞ- FORREST GUMP
Tür : Dram-Romantik
Süre : 142 Dakika
Yapımcı : Paramount Pictures
Yönetmen : Robert Zemeckis Oyuncular : Tom Hanks, Robin Wright, Gary Sinise
Bütçe : $55.000.000
Yıl : 1994
Dil : İngilizce
Merhabalar, Beyza’nın film çantasından bilin bakalım ilk hangi film çıktı? Tabi ki de tatlı yiyelim tatlı konuşalım tabiriyle başlayan bir film ile karşınızdayım; FORREST GUMP
-“My momma always said, “Life was like a box of chocolates. You never know what you’re gonna get.” “Annem her zaman hayatın bir kutu çikolata gibi olduğunu söylerdi. içinde ne olduğunu asla bilemezsin.”-
Her zaman küçük umut simgelerini sevmişimdir. Kim sevmez ki bizi savaşmaya sürükleyen şu hayattaki minik pırıltıları? Forrest’ın çantasından çıkan kuş tüyü de beni öylesine etkilemiştir. Kimi zaman kendi omzumda, kimi zaman ayağımın ucunda gökyüzünde özgürce uçan bir kuşun tüyüyle karşılaşırım ve yine Forrest’ın dünyaya ben ne olursa olsun ayaktayım duruşu gelir aklıma. Gülümserim. Filmi ilk ne zaman izledim hiç hatırlamıyorum ama ne zaman azmimi yitirsem izlerim. Birazcık filmden bahsedeyim.
Forrest Gump filmi adında belli olduğu gibi O’nun hayatını ele alıyor. Bir Amerikalının 60’lı 70’li yıllarda yaşadığı dolambaçlı, hiç dur durak bilmeyen hayatını. Forrest hayata IQ seviyesi normalin altında düşük bir şekilde gözlerini açıyor. Annesi onun için en büyük rol model. Fark etmeden elde ettiği bütün başarılarını annesinin birer çift lafıyla destekliyor. Kişiliğini, davranışlarını annesinin onunla çok fazla ilgilenmesine dayandırıyor, ben de öyle düşünüyorum. Annesi ölmek üzereyken bile Forrest’ın hayatı anlamasına yardımcı olacak sözlerde bulunuyor.
Filmde sürekli şimdi acaba ne yapıyor sorusunu Forrest ile sorduğunuz ve kafanızda onun dostluğunu anlamaya çalıştığımız Jenny ise O’nun en yakın arkadaşı, dostu, aşkı her şeyi… Tabi Forrest kılığına girdiyseniz sizinde aşkınız olabilir. Aslında Jenny’nin hayatına baktığımızda Forrest’ın tam tersini görürsünüz. Anne yok baba var, ilgi yok sürekli kavga var, daim olan bir başarı yok çöküş var, hayatta amaç yok amaç var… Daha da uzatabilirsiniz. Benim en yakın arkadaşlarımdan biri bana demişti ki bizim hayata bakış açılarımız hayat gayemiz yaşantımız ne kadar farklı olsa da biz en yakın arkadaş olduk. Çünkü bu hayatta birbirini tamamlayanlar ölümsüz bir dostluk elde edebilir. Jenny ve Forrest tam da böyle işte. Biri tencere diğeri kapak, biri bulut diğeri toprak.
Forrest’ın zeki olduğunu düşündüğüm çok sahne olmuştur filmde. Zaten hayata uyma potansiyelimiz bizim zekamızı belli etmez mi? Forrest kendini o kadar çabuk adapte ediyor ki en üst zirveye ulaşmadan o işi bırakmıyor. Yürümeyi güçlükle yapan küçük Forrest Jenny’nin “Koş Forrest Koooş” diyerek etkilemesi onu en iyi koşucu haline getiriyor. Sahip olduğu IQ seviyesiyle üniversiteyi kazanamayacağını düşündüğünüz Forrest üniversite diplomasını alıyor, orduda en iyi gazi, dünyanın en uzun soluklu koşucusu ve en zengin iş adamı oluyor. Belki O’nun aşkı yaşayamayacağını bile düşünürsünüz ama Jenny’e en saf aşkı yine o besliyor.
Demiştim ya Forrest’ın hayatını anlatıyor. Aslına bakarsanız Forrest kendi hayatını en düz bir anlatımla kendisi anlatıyor. Sürekli arka planda O’nun seslendirmesi var. Hayatına giren bütün insanları kendi bakış açısına göre değerlendiriyor. Ve siz de film izlerken bütün insanların karakterini çözmeye çalışıyorsunuz. Sonra bakıyorsunuz ki bir bankta saatlerce kendini hayatınızı anlatma isteği uyanmış. Bende öyle oldu. Ne zamandır böyle bir sahne oluşmasını bekliyorum.
Bütün filmi baştan sona anlatmak bende bıraktığı izleri size aktarmak istiyorum fakat sizinde izleyeceğiniz düşüncesi oluşuyor ve ağzında bakla ıslatmayan Beyza tadı damağınızda bırakarak kaçıyor. Psikolojik danışman olma yolunda izlemenizi en fazla istediğim filmlerden biridir. Bakalım sizde ne gibi etkiler bırakacak MR. FORREST
Kaynak: http://filmbagaji.blogspot.com/2014/12/forrest-gump-forrest-gump-film.html