Hangi yoldan gideyim?
NEREYE GİDECEĞİNİ BİLMİYORSAN HANGİ YOLDAN GİTTİĞİNİN HİÇBİR ÖNEMİ YOK!
“Alice: Hangi yoldan gideyim?
Tavşan: Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok!”
Bu diyalog masal kitabından alınmış olabilir ancak tavşanın söyledikleri masal deyip geçilecek türden değil sanırım. Çünkü nereye gideceğimizi bilmeden önümüze çıkan hangi yolu tercih edersek edelim bizim için hiçbir şey fark etmez. Gittiğimiz yolu bilmediğimizden dolayı varacağımız yer de önem teşkil etmez. Bunun içindir ki yolun sonunda farklı alemlerde kendimizi buluruz ve çoğu zaman kayboluruz.
Günümüz insanının en büyük problemlerinden birisi gelişigüzel yaşamasıdır. Çünkü bu zamanda, popüler kültürün dayatması olan amaçsız ve ana odaklanmış bir hayat tarzı hakimdir. Bununla birlikte bireylerde tüketime dayanan zevk ve eğlence anlayışı mevcuttur. Adeta düşünüyorum o halde varımdan; tüketiyorum o halde varıma geçiş söz konusudur. Amaç tüketmek olunca da ihtiyaçlarımız bitmez ve elimizdekiler çoğu zaman bize yetmez. Artık o kadar fazla ihtiyacımız vardır ki bunları karşılarken tüm sermayemizi tüketiriz. İşte bu şekilde yaşamaya devam ederek kanaat kavramını rafa kaldırmış oluruz. Ne kadar acı bir durum değil mi?
Popüler kültürün sunmuş olduğu yolda amaçsızca yürüyebiliriz. Ancak hayat kısa ve amaçsız yaşanamayacak kadar anlamlarla doludur. Yeter ki algılarımızı açalım ve ipuçlarını iyi okuyalım. Acaba bu ipucu ne ifade ediyor ve bize neyi göstermeye çalışıyor diye düşünelim.
Yollar çok, yollar uzun ve yollar karmaşık. Kaybolmamak için ilk olarak hayatın anlamını araştırmamız gerekiyor. Sonrasında hayatımızı anlamlandıracak amaçlar belirlemeliyiz. Belirlediğimiz amaçlar sayesinde hayat yolunda ilerleyebiliriz. Bu bağlamdan bakacak olursak amaçlarımızı “trafik bilgi işaretlerine” benzetebiliriz. Yolda ilerken bize rehberlik ederler ve nasıl bir istikamette yolumuza devam etmemiz gerektiği konusunda bizi bilgilendirirler.
Kendimize uygun amaçlar belirlersek hangi yoldan gideyim sorusunu başkalarına sorma ihtiyacı hissetmeyiz veya başkalarının belirlediği amaçlara uygun yollarda yürümeyiz. Hedefimiz doğrultusunda yolumuzda ilerleriz. Eğer kendimize uygun amaçlar belirlemezsek hayatın akışı içerisinde savrulduğumuz yolda gideriz ve en sonunda yollarda kayboluruz. İsmet Özel’in dediği gibi “İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise o insan artık kaybolmuştur.”