İnsan düşünceleri olmadan yaşayabilir mi?
İNSAN DÜŞÜNCELERİ OLMADAN YAŞAYABİLİR Mİ?
Düşünce olgusu doğada insana verilen en geniş tanımını yapabileceğimiz bir yetenektir.Örneğin bir kapı düşünemez ya da bir bitki.Fakat insan denen canlı 10 yıl sonrasını, düşünür,düşünmeye kendini mahkum eder. Ne kadar düşünmek istemese de bazen kaçmak istese de başaramaz. Peki bu her insan için geçerli mi?İnsan düşünme olgusundan kurtulabilir mi? Düşüncelerinden kaçabilir mi? Düşünmeden yaşayabilir mi*?Dünü, bugünü, yarını ya da seni, beni,onu düşünmeden hayatına devam edebilir mi?
Ellis bu konu hakkında şu ifadeler kullanmaktadır.İnsanın davranışları, düşünceleri ve duyguları kendi kontrolü altındadır. Davranışlarımızın altında yatan bizim kendimizin yapılandırmış olduğu inançların yaptığını savunur. Bu inançlar akılcı inançlar ve akılcı olmayan inançlar olmak üzere 2’ye ayrılır.Yani insan işlevsel ya da işlevsel olmayan şekilde düşünmeye mahkumdur.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini incelediğimizde de fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik, sevgi, saygınlıktan sonra kendisini gerçekleştirme basamağına çıkmayı hedefler ve bu basamakta bilme, anlama ihtiyacını gidermeye çalışır. İnsanoğlu yaratılışından bu yana düşünceleriyle gelişme göstermiş ya da geriye doğru gitmiştir.
Örneğin yüzyıl öncesinden tekerleği bulmuş buluşunu düşünceleriyle devam ettirerek ulaşım gibi alanlarda kullanarak dünyanın bir ucundan diğer ucuna hem zaman hem emek bakımından tasarruf kazandırmıştır. Şu an kullandığımız uçakları düşünmemiz bunun için en güzel örnektir. Albert Einstein’in atom bombasını icat ederken ki amacını ele alalım ve bu atom bombasının yine insan elinde şu an ülkelerin birbirini tehdit amaçlı kullanıldığı kıyamet aracı olduğunu.
Düşünce sayesinde insanlık adımlarını ilerleme yolunda ya da geri adım atma yolunda kullanmıştır.Gelin bir de düşüncelerimizin günlük hayatımızdaki olumlu ya da olumsuzluğa nasıl götürdüğünü ele alalım.Bir öğrenciyi düşündüğünüzde dersinden zayıf not aldığında iki seçeneği vardır. Birinci yol çalışmak ve başarılı olacağına inanmak.İkinci yol başaramayacağına inanarak çalışmayı bırakmak ve başarısızlığı kabullenmek.Fark ettiyseniz düşünmek yerine inanmak kelimesini kullandım çünkü bir süre sonra düşüncelerimiz inançlarımızın şekillenmesinde rol oynayacaktır.
Nişanlısından ayrılan genci düşünelim ya da eşini kaybeden yaşlı amcayı,yıllardır emek veren tek umudu atanmak olan bir öğretmen adayını.Düşüncelerini, inandıklarını ve psikolojik hayatlarını.Nişanlısından ayrılan gençten başlayalım. Bu gencin psikolojisi büyük ihtimal ‘ben yetersizim, çevrem ne der, yeni ilişkiye nasıl başlayacağım.’ Üzerine kuruludur.
Yaşlı amcamız durumu kabullenmekle kabullenmemek arasındadır. Çünkü birlikte vakit geçirdiği insan, alışkanlıkları, hatıraları gözünden geçer ve bir anda zaman durmuştur bir yandan da yaşlılığın getireceği sonucu kabullenmek zorundadır.Atanamayan öğretmenimize gelince bir yandan verdiği emekler vardır ve erteledikleri ve hayalleri.Hayata bir adım geri başlayacağını düşünmesi, bir yandan çevresine neyi, nasıl anlatacağı, maddi ve manevi durum vb. işte kafada bitmeyen düşünceler. Peki nasıl son vereceğiz bu düşüncelere?
Bu sorunun cevabını bir psikolojik danışman olarak şöyle cevaplayacağım.Kabul edelim ki hepimiz karamsarlıkla baş başa kalabiliyoruz fakat bunun sınırını belirlemek mühim olan. Nasıl ki hastaneye gittiğinizde doktor belli dozda ilaç veriyor ve bu ilacın sizi iyileştireceğinize inanıyorsanız, insan olarak da yaşamımızın bazen bizi mutlu edebileceğini bazen ise üzüntülerle karşı karşıya kalıp bazı olaylardan, kişilerden tecrübe edeceğimizi, kişiliğimizin yapılarını sağlamlaştırarak yolumuza devam edebileceğimize inanmalı.
Her gecenin bir sabahı olduğunu unutmadan bize verilen hayat yoluna devam etmeyi sürdürmeli ve hayatın devam ettiğini, olumsuzlukları dirayetimizle, inancımızla, olumlu düşüncelerle devam etmeli.Aslında seçeneklerimizi çoğaltıp hayatın kötülere, kötülüklere rağmen bu olumlu düşünceler ve güçlü dirayetle güzelleşeceğine inanmalıyız.
Olumlu düşüncelerle ve bu olumlu düşüncelerinizin mutlaka gerçek olacağına inanarak kalın…