Kelebek Etkisi
KELEBEK ETKİSİ
Hangi ihtiyacımızı doyurmak için kimlerle konuşuyoruz?
Hepimizin kendi hayatında ya da başkalarının hayatında rastladığı durumlardan söz ediyorum.
X arkadaşımızı tahammül sınırımız Everestlere uzanırken y arkadaşımıza emoji yollamak bile bir külfet gibi gelir. Kimin hayatında nerelerde olmaya çalışırken kimilerinin umurumuzda olmadığını bile fark etmeyiz. Bunun bir açıklamasını dile getirmek istiyorum; aslında bu senaryo bize hayatımızda ihtiyaç duyduğumuz sevginin nerelerde ve kimlerde arandığı ile ilgili bir ipucu verir.
insanlar çoğu zaman ilgiyi ilgi gösterdiğimiz kişilerden bekleriz, diğerleri sadece diğerleri kısmında küçük bir noktaya denk gelir: Bunun asıl sebebi kendimizde derinden hissettiğimiz eksikliğin parçasını O kişide bulmamızla alakalı bir durumdur; tabiki statü, popülarite bunları etkileyen başlıca değişkenlerden bunun varlığını yok saymak yalnızca acemilik olur.
Ben yaptığımız şeye farkındalık kazandırmak ve en azından “diğerlerinin” de çok önemli bireyler olduğunu fark ettirmek amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Peki, biz diğerleri için neyiz ya da biz ondan görmediğimiz ilgi için üzülürken diğerlerini ne derece kırdığımızın farkında oluyor muyuz?
Hümanizmin psikolojinin en sağlam kuramı olduğunu benimsemiş biri olarak şunu söylemek istiyorum “ötekileştirdiğimiz kadar ötekileşiriz” Eğer birine sadece bir birey olarak değer vermek bu kadar güç ise başkasından da kendimiz için değer görmek o kadar zorlaşır.
Kendi algılayış dünyamızda doğrular oluşturmuş gidiyoruz, bu doğrular başkasının doğruları ile çakışınca da sesimizi yükseltip onu bastırıyoruz o da olmazsa ezip geçip siliyoruz.
Peki, bu şekilde sağlıklı bir toplum olabiliyor muyuz? Olamıyoruz, olduğumuz şey tepeden bakıldığında bir toplum olarak gözüken ancak gerçekte, benmerkezciliğin esaretinde kalmış insan toplulukları. Hangi felsefeyi benimsemiş olursa olsun, hangi kıyafeti giyerse giysin her insanın varoluş sebebi itibari ile bir değeri vardır.
İnsana yalnızca bir insan olarak bakmak pek de insancıl değildir. Kaldı ki insan yalnızca bir insan da değildir; bir değerdir, ailedir, gelenektir ve aslında her bir insan farklı bir dünyadır çünkü hepimiz henüz çocuk yaşlardayken masumane bir şekilde dünyanın merkezine koyarız kendimizi; bizim ailemiz, bizim mahallemiz, bizim ilk aşklarımız vardır. Tek başına her bir birey özeldir, her umursanmayan insanın bile kalbi sevgi ve ilgiye muhtaçtır. Bu sebepledir ki sevgi veyahut sevgisizlik üzerine yapılmış ya da yazılmış şeylerin bir sınırı yoktur.
Sevgisiz bir insan katil olabilir, sevgisiz bir insan hasta olabilir, sevgisiz bir insan mutsuz olur, mutsuz eder, hastalık bulaştırır, can yakar çünkü kimse ona hak ettiği gibi davranmamıştır ve bunun bedelini tüm bu sevgi konusunda cimrilik yapan bizler öderiz.
Bunu yapmak, buna sebep olmak yerine bunu önleyelim en azından bizler buna farkındalık kazandıralım. Sevgi ve koşulsuz kabul tüm canlıların hakkıdır ve toplumu iyi edecek olan en temel insani ihtiyaç tam da budur.
Kırdığın insan kalplerini cebine koy ve şunu düşün:
Ben bu kelebek etkisinin tam olarak neresindeyim?