Kontrolden çıkan bir sınıf etkinliği: Tehlikeli oyun

26.10.2017
2.848
Kontrolden çıkan bir sınıf etkinliği: Tehlikeli oyun

 

KONTROLDEN ÇIKAN BİR SINIF ETKİNLİĞİ: TEHLİKELİ OYUN

Vizyon tarihi:             9 Mayıs 2008 (1s 48dk)
Yönetmen:                  Dennis Gansel
Oyuncular:                  Jürgen Vogel, Frederick Lau, Max Riemelt devamı
Tür                                 Dram
Ülke                               Almanya

Konusu:

1967 yılında California’da yaşanmış gerçek bir olayı günümüz Almanyasına aktaran , The Wave ’Tehlikeli Oyun’, faşizmin köklerine dair etkileyici ve güncel bir hikaye.

Film, enerjik ve karizmatik bir öğretmen olan Rainer Wegner’ın otokrasi üzerine verdiği ders ile başlar. Öğrencilerin ilgisizliği üzerine dikkatlerini çekmek için bir deney yapmaya karar verir: Öğrencilerinden kendisini liderleri olarak kabul etmelerini ve kendisine Mr. Wegner diye hitap etmelerini ister. ‘Disiplin aracılığıyla güç’ moto’sunu seçer; bir logo yaratır; herkese beyaz bir t-shirt giydirir ve gizli bir işaretle iletişim kuran bu gruba ‘The Wave’ adını verir.

Öğrenciler, umulmadık bir şekilde bu birlikteliğin oluşturduğu güçten zevk almaya başlarlar. Kısa bir süre içerisinde yeni keşfedilen bu disiplin, diğer okul aktivitelerinde de kendisini göstermeye başlar ve gruba yeni üyeler katılmasını sağlar.

‘The Wave’ başlangıçta gençler için saf bir inanç, birlik ve dayanışma ifade etse de kişisel düşünce, değer ve inançlarının ortak bir paydada hareketlendirilmeleri ile giderek kontrolden çıkarlar ve bu durum çok kısa sürede farklı boyutlara ulaşır.

Birçok insan, gündelik yaşantısının büyük bir kısmında bilinçsizce hareket eder. Bir diğer deyişle neyi niçin yaptıklarını çok fazla bilmezler, boyun eğdikleri otoriteyi sorgulamazlar. Ne zaman davranışlarını sorgulamayı deneseler ciddi bir zorluk yaşarlar çünkü davranışlarının nedenine de -doğuştan geldiği için- ulaşamazlar.

Eğitim seviyesi, kültürel geri plan, eşitlik ve adalet anlayışı hakkındaki düşünceler… Bunların hepsi boyun eğme söz konusu olduğunda önemini yitirebilmektedir. Tehlikeli oyun isimli filmde iki kız öğrenci dışında kimse Bay Wegner’in taleplerini sorgulamamakta, onun ağzından çıkan tüm kelimeleri emir olarak görmektedirler.

Örneğin, alt kattaki “anarşi” sınıfının düzenini bozmak için yere çok sert basmaktadırlar çünkü alt sınıf onlarla aynı fikirde değildir. Zemine aynı anda aynı güçle bastıklarında bir bütün olduklarını ve artık birey olmadıklarını düşünmektedirler. Birey olarak kendilerini görmediklerinde ise “bireyselleştirilmiş bir dünyanın” parçası olmadıklarına dair yaşadıkları rahatlıkla tüm sosyal farklılıklarının ortadan kalktığına inanmaktadırlar. Ve bu durum da Bay Wegner gibi kusursuz bir lider ile mümkün olmuştur.

Öğrenciler Bay Wegner’in her dediğini yapmaya devam ederken bir yandan da kendilerine ekstra kurallar, yaptırımlar ve ritüeller ortaya koyarlar. Bunları yapmalarında ise yegane bir hedef vardır; “bir bütün olmak”… Sabahları okul kapısında durarak dalga hareketini yapıp onları selamlamayan öğrencilerin okula girmelerine izin vermezler, sınıflarını temsil eden logoyu şehrin dört bir yanına asarlar ve birliklerine dahil olan öğrenc sayısını sürekli arttırırlar. Birliklerine dahil olmayan kişilere ise gerçekten çok kötü davranırlar. Öğrencilerden biri kız arkadaşı onların birliğine dahil olmadığı için onu tokatlar ve sonrasında şöyle bir açıklama yapar: “Kız arkadaşıma vurmamam gerektiğini biliyorum, yanlış olduğunun da farkındayım ancak neden yaptığımı da bilmiyorum.” Erkek öğrencinin bu açıklaması aslında filmin ana fikrini açıklamaktadır. Bay Wegner’in artık kontrolünü yitirdirdiği birlik, yanlış olduğunu bildiği halde  mantıksız, saçma, kanundışı ve hatta ölümcül sonuçlar doğuran şeyler yapmaktadır.

Filmin son sahnesinde bir öğrenci Bay Wegner’in birliği sonlandırma kararını dayanamaz ve şöyle der: “Dalga bizi birbirimizle eşit ve aynı yapmıştı. Artık dalga yoksa ben de yaşayamam” ve yaşamına son verir…

“Tehlikeli Dalga” filmi boyun eğmenin en uç örneklerinden biridir. Ancak hangimiz bunun doğuştan gelmeyen bir eğilim olduğunu söyleyebilir ki? Hepimiz hayatlarımızın bir kısmında sebepsizce kişi ya da kurallara boyun eğdiğimizi yok sayamayız. Eğer güçlü bir alt yapımız, değer yargılarımız varsa mümkün olduğunca kendimizi kontrol edebiliriz ama yoksa her an böylesine tehlikeli bir oyunun kurbanı olabiliriz.

YAZAR BİLGİSİ
Rehberlik Servisi
YORUMLAR
  1. hasan aksoy dedi ki:

    böyle bir film mi varmış, nasıl kaçırdım bunu… mutlaka bulup izlemeli..