Öğretmenim Beni Duyuyor Musun?
Derslerde sürekli bu ses yükseliyor. Öğretmenim beni duyuyor musunuz? Beni görüyor musunuz?
Telafi eğitimlerinde ve uzaktan eğitimde en çok öğretim programlarının, müfredatın yetişmesine göre plan programlar yapılıyor.
Öğretmenim sizi çok özledim. Ben duyabiliyor musunuz?
Telafi eğitimleri 3 hafta boyunca yapılacak.
Öğretmenim arkadaşlarımla oyun oynamak istiyorum. Beni duyuyor musunuz?
Anasınıfı ve 1. Sınıflar pazartesi okula başlayacaklar.
Öğretmenim bu kadar süre bilgisayar başında sizi takip edemiyorum. Yoruldum. Beni duyabiliyor musunuz?
3 hafta sonra okulların açılması yeniden değerlendirilecek.
Öğretmenim arkadaşlarımı çok özledim. Deve cüce oynasak olur mu?
Bilim Kurulundan açıklama geldi.
Öğretmenim evde çok sıkıldım.
Eğitim haftanın 2 günü olacak şekilde düzenlendi
Öğretmenim beni görmüyorsunuz ama mikrofon açsam da kızacaksınız.
Okullar gerekli tedbirleri alacak. Bütün okullar dezenfekte edildi.
Mikrofonu açık olan kapatabilir mi? Ses yankı yapıyor? Burayı anlamayan var mı?
Ve bakanlık kararını verdi okullar şu tarihten itibaren……
Hepimiz yeni normale alışmaya çalışıyoruz. Geçen yıl Mart ayından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı olarak uzaktan eğitime geçtik ve geçen yılı elimizden geldiğince krizi atlatma refleksleri göstererek el yordamıyla, elimizden geldiğince hasarsız atlatmaya çalıştık. Hepimiz yazın virüsün hayatımızdan çıkacağını ve Eylül’de normale döneceğimizi bekliyorduk, umut ediyorduk. Ancak öyle olmadı.
Geçen yıl akut stres, kaygı ve belirsizlik içinde evlerimizde kapalı kalırken şoku atlatıp bir şekilde eğitime dönmeye çalışırken hepimizin hayatına hiç bilemediğimiz yeni kavramlar girdi. Yeni normal, maske takmak, sosyal mesafe, uzaktan eğitim, zoom, teams vs. gibi daha önce cümle içinde bile kullanmadığımız bir sürü kelime ve kavramları kullanmaya başladık.
Aslına bakarsak bu konuda beklenenden çok daha hızlı bir uyum içerisinde EBA TV, zoom gibi platformlardan toplantılar ve dersler yapmaya başladık. Daha önce dersine velinin girmesine izin vermeyen, sınıfını mabed olarak gören öğretmenler mahremiyetlerinin ciddi zedelenmesine rağmen uyum sağlamaya çalışarak velilerinin gözleri önünde online dersler yapmaya başladı.
Bu noktada velilerden ciddi tepkiler, uyarılar, eleştiriler gelebilecekken herkes sağduyulu bir şekilde anlayışlı ve uzlaşmacı tutum sergiledi. Aileler, öğrenciler, eğitimciler ciddi bir dayanışma içine girdi. Kriz anlarında beklenildiği gibi herkes yüce gönüllü ve destekleyici bir tutum sergilediler. Okula ayakları geri geri giden herkes okulun kıymetini anladı ve okulu çok özledi.
Bu sıralarda en çok duyduğumuz cümle, “ ÖĞRETMENİM BENİ DUYUYOR MUSUNUZ?” oldu.
Yeni eğitim öğretim yılı başladı. Artık krizi atlatıp yeni normalde eğitim öğretim faaliyetlerimizi yapmak durumundayız. Bu eğitim öğretim telafi eğitimi değil. Artık uzaktan eğitimle çocuklarımız eğitim öğretim faaliyetlerini gerçekleştirmeye çalışmak zorundayız.
Akademisyenler uzaktan eğitimin kalitesi, niteliği, sürekliliği, aksaklıkları, üzerine pek çok tartışma ve araştırma içerisinde oladursunlar, biz eğitimciler bu tartışmaların sonuçlarını bekleyecek, ya da olmuyor diyerek bırakacak durumda değiliz. Hayat devam ediyor. Okullar da eğitime devam edecek.
Bu noktada bizler artık yeniden normale dönene kadar doğru olduğunu düşündüğümüz şeyleri ıskalamadan elimizden geldiğince yapmak zorundayız.
Sahi öğretmenim beni duyuyor musunuz?
Bu süre zarfında müfredatı yetiştirmenin yanı sıra başka neler yapabiliriz? Öğrencilerin seslerini daha iyi nasıl duyarız?
Öğrenmeyi sadece okulun içerisine hapsettiğimiz on yıllar sonra, durup düşünüp, yeniden hayatın içerisine yedirme imkanımızı kullanabilir miyiz? Okulları kapatmazsak açmak zorunda da kalmayız. Biz araştırmaya okumaya öğrenmeye talip olmaya devam ediyorsak bu öğrenme yolculuğu için yeterli sayılmaz mı?
Okul çağı çocuklarının kazanmalarını beklediğimiz beceriler arasında, en az bahsedilen ama en önemli olanlar öz becerilerdir. Matematikten ve fizikten, edebiyattan daha önemlidir. Hayatidir. Öz bakım becerileri ile başlar, temel somut davranışların kazanımı ile devam eder. Daha sonra Öz-düzenleme, öz-değerlendirme, öz-güven, öz-disiplin şeklinde devam eder. Bu beceriler planlama ve dikkat becerilerini de içerisine alan hayati becerilerdir ve okul çağında beynin prefrontal kısmında gelişimini sağlamaya çalışır.
Hazır gruplardan bireylere dönmüşken, hepimiz en çok kendimizle baş başa iken, bu becerileri kazandırma konusunda zamanı etkili kullanmalıyız.
Örneğim bir öğrenciye ders çalışma alışkanlığı, zamanını planlama becerisini, araştırma yapma ve öğrenme ile ilişkili diğer becerileri kazandırabilirsek, ona sadece rehberlik ederek bütün dersleri öğretebilir, konulara hakim olmasını sağlayabiliriz.
Biz şu anda birbiri ile yarışan online ders sayıları ile yine günde 8 saat çocukları pasif konumda ders dinlemeye zorluyor ve daha sonrasında ona yapılandırılmış bir sürü iş verip yapmasını bekliyoruz.
Okulca birlikte kitap okuyup sonra küçük gruplarda okuma kulüpleri, münazara takımları ile yarışmalar yapabilir miyiz?
Sınıf ortamında bile dersi takip etmekte zorlanan öğrencilerimizle hazır vaktimiz varken, uzaktan, ailelerinin desteği ile bireysel eğitim planlarını yapıp kendi hızlarında eğitimlerine devam etmelerini ve mümkünse hazır yavaşlamışken sınıf seviyesine yetişmelerini sağlayabilir miyiz?
Öğretmenim öğrencilerimize rehberlik ederek onları araştırmaya ve okumaya yönlendirebilir miyiz?
Bunları sağlanın kolay yollarından biri uzun süreli araştırma projeleri ve kitap inceleme ödevleri vermek olabilir. Bu süreyi planlamaları ve çalışma takvimlerini yapmalarını, ara değerlendirme ve teslim tarihlerini oturtarak çocukların öz düzenleme becerilerine katkı sağlayabilirsiniz.
Öğrencilere tam da sınıf ortamı dağılmışken, kürsüyü uzaktan kurup online eğitim vermenin yanında, öğrencinin kendisinin araştırma yapacağı, öğrenmeyi öğreneceği proje ödevleri, sunular, posterlerle öğrencinin kendilerini geliştirecekleri işleyişlerin içerisine girmeleri mümkün kılabilir miyiz?
Her şeyi topluca yapmaya çalışmak yerinde hazır hepimiz dağılmışken, ilgi ve yetenek kümelerinde farklı çalışmalar içerisine girebilir miyiz? Mesela sınıfta isteyen öğrenciler grup kurup müzik çalışmaları yapıp bize belli aralıklarla gösteri yapabilirler mi? Uzaktan satranç kulübü çalışmaları dersleri yapıp okul çapında online turnuvalar düzenlenebilir mi? Resim proje ve yarışmaları uzaktan yapılamaz mı? Sabahları hep beraber esneme germe jimnastik hareketleri ile dersimize başlayabilir miyiz?
Böyle bir süre devam edersek öğretmenler “burayı anlamayan var mı?” diye sorduklarında öğrenciler bizi anlamıyorsunuz öğretmenim diyecekler. Çocukların sosyal duygusal ihtiyaçlarını ihmal eden, uzaktan online ders veren etüt merkezi gibi eğitim planlanmaz. Hazırlanan eğitim planının gelişimin bütün boyutlarına uygun ve destekleyici olması gerekir.
Bu konuda sınıf ve okul ortamını öğrenmeye daha uygun hale nasıl getiririz sorusunun cevabını okulda çalışanlar olarak hep beraber vermeliyiz. Çocukların seslerini daha çok duyduğumuz bir ortam sağlamalıyız. Evet çocuklar sizlerin seslerini duyuyoruz. Onun için buradayız demeliyiz.
Yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı olsun.