Psikolojik Danışman Olmak
Psikolojik Danışman Olmak
İyi bir Psikolojik Danışman olabilmek için önem verilmesi gereken beş temel alan olduğunu düşünmekteyim. Bu alanlar birbirleri ile ilişkili ve birbirlerini tamamlayıcı özelliktedir.
Bu alanlardan ilki ortada ana kaya gibi duracak psikoloji, psikoterapi, terapötik beceriler ve felsefe gibi doğrudan alan bilgileridir. Alanın olmazsa olmazı olan bu başlıklara hakim olmayan bir pdr mezunu ilk olarak kendini bu konularda geliştirmelidir. (Erken Dipnot: Hala üniversitelerdeki Danışma kuramları dersinde Freud, Adler, Jung diye devam edip klasik yaklaşımlara ağırlık verilerek güncel yaklaşımlar göz ardı edilmektedir. Bu kişiler çok değerlidir, çok önemlidir, bilinmesi gereklidir, fakat günümüz psikoterapi dünyasında bu kişilerin kuramları oldukça geri kalmış ve uygulamada işlevselliğini yitirmiştir. Hanna Levenson, Paul Wachtel, Leslie Greenberg gibi uygulamada pratik olarak değerlendirilebilecek, Allan Schore, Cozolino, Stern gibi bilimsellikle psikoterapiyi bağdaştıran bilim adamları tanıtılabilecekken hala geçmişin döngüsü ülkemizde tekrarlanmaktadır.)
İkinci olarak kendimizi geliştirmemiz gereken konu başlığı, birçoğumuz okullarda görev yaptığımız, aileler ve çocuklarla görüştüğümüz için Eğitim Bilimleridir. Hiçbir zaman anlayamadım bir kişi nasıl pedagog olur ama alan bilgisi ile eğitim bilimleri kuramlarına hakim olan ve bu kuramların uygulamadaki sonuçlarını iyi kavrayan bir Psikolojik Danışman bir pedagog görevini rahatlıkla görecektir.(Dipnot 2: Ülkemizde pedagog yetiştiren bir bölüm benim bildiğim yok. Yurt dışında bu konuda eğitim alıp unvanını hakkıyla alanlara saygımız sonsuz fakat ülkemiz içinde iki kitap okuyup ben pedagog’um diye dolaşan, insanların umutlarını istismar eden kişilere de ayrıca sevgilerimi yolluyorum.)
Üçüncü olarak Edebiyat, iyi bir Psikolojik Danışmanın iç içe olması gerektiği bir alandır. Biz bir bozukluğun, rahatsızlığın belirtilerini, niteliklerini öğrenebiliriz ama o rahatsızlığı biz değil o insan yaşamaktadır. Bu yüzden onun hislerini algılamamızda, ne durumda olduğunu kavramamızda edebi tasvirler bizlere ve danışanla iletişimimize harikulade pozitif bir etki sağlayacaktır.(Dipnot 3: Okumasanız da okula giderken elinizde bir kitap bulundurun, belki de bir çocuğa rol model olmuş olursunuz. Tabi bu kitabı okursanız ayrı bir güzel olur. Ek Dipnot: Okulumda şu an nerdeyse tüm öğretmenler kitap okumaya başladılar, bazen öğrencileri kazanamasanız da öğretmenleri kazanabilirsiniz.)
Dördüncü olarak Sanat dalları, bana göre bir sanatçı olan Psikolojik Danışmanlar için iç içe olunması gereken bir diğer alandır. Resim, Müzik, Tiyatro insanı anlamada bize birçok ipucu veren önemli sanat dallarıdır.
Son olarakta Mizah bence danışmada mutlaka olması gereken unsurlardandır. İyi bir mizahın gerçekten iyileştirici bir gücü bulunmaktadır. Çünkü mizahın ana noktası zıtlıklardır. Genellikle zıtlıklar ve beklenmedik şeyler bizleri gülümsetir. Danışanın zıtlıkların farkına varması içgörü anlamında onlara yeni bir bakış açısı kazandıracaktır.
Bu yazıya başlamamın en önemli sebebi alanımızdaki arkadaşlarımızı standart bir Rehber Öğretmen formatından Psikolojik Danışman formatına geçmeleri için bir yol haritası sunabilmektir. Okulda sadece çerçeve planında yazılanları yapıp slaytta gördüklerini sınıfa aktaran bir rehber öğretmen yerine insana, çocuğa dokunabilecek bir Psikolojik Danışmana bu ülkenin ihtiyacı bulunmakta. Bazılarımız maalesef lisansı bitirince Psikolojik Danışman olduklarını zannediyor. Siz bu unvanı üniversiteden alabilirsiniz ama vicdanınız, yeterliliğiniz ya da yaptıklarınız gerçekten bu unvanı size veriyor mu bir de bunu sorgulamak gerekmektedir.
Sevgiyle kalın…
Fatih PULAT
Psikolojik Danışman