Ruhunun falezlerinden aşağı bakabilmek
Bazı anlar vardır; okuyucu kitabı değil, kitap okuyucuyu seçer… Ya kapak tasarımı kişiyi bir anda etkiler ya da kitabın ismini oluşturmak için bir araya gelen harf yığınları… Alim Yavuz’un “Sakın Acında Kaybolma” kitabı, okuyucusunu seçen kitaplar kategorisindedir. 2005 yılında sessiz sedasız “Şatom” ismiyle kitap raflarında yer alan bu eser, ikinci baskısını 2018 yılında acısında kaybolmasına ramak kalmış insanlara ithafen yapmıştır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre bir çocuğun bakımından anne, baba ve devlet eşit şekilde sorumludur. Bir diğer deyişle, sadece devlet koruması altına alınan çocuklar değil, her çocuk devletin çocuğudur. Bu nedenle bu kitap sadece çocuk esirgeme kurumlarında büyüyen çocukların değil, o çocuklarla aynı sınıfları, aynı sıraları paylaşmış ya da paylaşmamak için elinden geleni yapmış çocukların da öyküsüdür…
“Yurt çocuğu” diyerek arka sıralarda tek başına oturmasını isteyen, “bizim okulun kültürüne uygun değil” düşüncesine sahip olmasına rağmen eğitimde eşitlik ilkesi sayesinde okullara kaydı yapılan “yurt çocuklarını” zorbalığa uğradığında görmezden gelen, zorbalık mağduru oldukça zorba olmayı öğrenen çocukları ise “örgün eğitim sistemi”nden çıkarmak için ellerinden geleni yapan idarecilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin madalyonun diğer tarafından bakma cesareti gösterdiklerinde ellerine almaları gereken bir kitaptır; Sakın Acında Kaybolma kitabı…
Kitapta her bölüm bir şiirden alıntı ile başlamakta ve böylelikle ilgili bölümde okuyucuyu bekleyen konu hakkında bir fikir vermektedir. Okuyucunun kendi öğrencilik yıllarını gözden geçirmesine ve anılarını temize çekmesine yardımcı olan bölümlerde çocuk esirgeme kurumundaki hayatın dışarıdan görünmeyen tarafları, dış dünyada sıradan gelen bir söz ya da bir bakışın “şato” içerisinde nasıl fırtınalar yarattığı, yaşadıkları çoklu travmalar arasında ayakta kalma mücadelesi veren çocukların hayatları anlatılmaktadır.
Türk Dil Kurumu travmayı sadece “sarsıntı” olarak tanımlasa da ruh sağlığı uzmanlarına göre travma; kişinin stres düzeyini arttıran, günlük rutinini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olayların bütününe verilen isimdir. Devlet koruması altına alınan çocukların yaşadıkları travmalar benzer de olsa verdikleri tepkiler biricik ve birbirinden farklıdır. Travma yaşayan bazı kişilerin dayanma gücü daha az iken, azınlıkta olan bir grup kişi ise ardışık travmalar yaşasa dahi yıkılmak yerine hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilmektedir. Bu kişiler de “dirençli kişiliği olan bireyler” şeklinde tanımlanmaktadır.
Sakın Acında Kaybolma kitabının yazarı değerli Alim Yavuz da, dirençli kişiliği olan bireylerden biridir. Yazar, 256 sayfa boyunca; yetiştirme yurdunun yoklama defterlerinde adı olan bir çocuğun o alınan yoklamaları denetleyen bir müdür olma sürecini, yoklukla çevrelenmiş hayat gölünün kenarlarında dolaşan bir kurbağanın sığ ufkundan ibaret dünyasının, devletin biraz hoyrat, biraz cömert, biraz duygusuz, çokça şefkatli öpücüğüyle kurbağalıktan prensliğe terfi etmesini konu alan çağdaş bir masal yazmıştır.
Yaşanan her şeye rağmen, yine, yeniden, eskisinden daha güçlü başlanabileceğini anımsatan “Sakın Acında Kaybolma” kitabı, kitapsever herkesin kütüphanesinde yer alması gereken bir baş ucu kitabıdır…