Şekerli hayatımız ve sağlığımız
ŞEKERLİ HAYATIMIZ VE SAĞLIĞIMIZ
Geceleri rahat uyumak, gün boyu zihni daha verimli kullanmak, dikkat dağınıklığını önlemek, hafızayı kuvvetlendirmek, kendini sürekli enerjik ve zinde hissetmek… Kulağa çok tatlı geliyor değil mi? O halde şimdi o küp şekeri bırak ve kaşığını bardaktan yavaşça çıkar.
Şekerin sağlığımıza zararlı olduğunu duyarız hep duyarız ama neden zararlı olduğunu pek bilmeyiz. Bu sadece çaya attığımız şeker değil sadece. Endüstri alanında katkı maddesi olarak kullanılan 56 çeşit şekerden de bahsediyorum. Yediğimiz endüstriyel ürünlerin, marketlerden aldığımız hazır gıda ve diğer ürünlerin %75-80’i şekerden oluşmaktadır. Bu ürünlerin birçoğu sağlıklı etiketiyle satılanları da kapsamaktadır. Mısır gevreği, meyveli yoğurt, ketçap, portakal suyu, bisküvi ve birçok ürün eklenmiş şeker içermektedir.
Şeker yüzyıllardır kullanılan bir gıda maddesidir. Asıl problem endüstriyel gelişmelerle birlikte şekerin de gıdalar içerisinde fazlaca kullanılmasıyla başlıyor. 1970’lerde yapılan araştırmalarda gıda endüstrisi yağ tüketimine karşı bir savaş başlattı. Obezite, kolesterol, kalp krizi, uyuşukluk, uykusuzluk gibi birçok rahatsızlığın sebebinin yağ olduğu ileri sunuldu ve bunlara da haklı deliller sunuldu. Sonraki yıllarda da yağsız sağlıklı diye nitelendirilen ürünler üretilmeye başlandı. Üretilen ürünlerden yağın çıkarılmasıyla, ürünlerdeki tatların değişmemesi için fazladan şeker ilave edildi.
İnsanların şekere karşı zaafları vardır ve şeker endüstrisi de bu zaaftan beslenir. Bir insanın canının tatlı çekmesinin sebebi beyinde şekere yönelik bağımlılık oluşmasıdır. Veya yolda gidersen, sosyal medyayı kontrol ederken gördüğümüz bir çikolata resmi onu canımızın çekmesine sebep olur. Beyinde o an gelişen biyolojik etkiler merkezi sinir sistemine çikolata yememiz gerektiğini iletir. Buradaki yeme isteği vücudun ihtiyacı olan bir istek değil, psikolojik hissiyata bağlı bir ihtiyaçtır.
Dopamin kullanımı beyinde belirli bir seviyededir. Şeker kullanımı bu seviyeyi anlık olarak arttırır. Bu da anlık enerji artışlarına sebeptir. Sınav ve benzeri durumlarda çikolata ve şeker tavsiye edilmesinin temelinde bu vardır. (Lakin sağlıklı bir beyin yapısı ve işleyişi için bunlar yerine sınav anında veya öncesinde elma yemek daha sağlıklı bir tercih olacaktır.) Şekerle beslenen bir vücutta beyin anlık dopamin artışlarına adapte olur ve bir süre sonra normalden az dopamin salgılamaya başlar. Şeker kullanımından sonra dopamin seviyesi düştüğünde beyindeki üretim yetersiz olduğundan mutsuzluk, depresyon, karamsarlık gibi sonuçlar oluşur.
Kısaca şeker dopamin dengesini bozar. Beyin yapay sebeplerle dopamin arttırmaya bağımlı hale gelir. Doğal yollarla her zaman mutlu olabilecekken, şekerli aldığımızda arada bir mutlu oluruz.
Peki bu şekerin içeriği nedir? Çay ve kahveye kullandığımız şekerin bilimsel olarak ifadesi sukroz veya sakkaroz olarak geçer. Sukroz iki şekerden oluşur %50 glikoz, %50 fruktoz. Glikoz, vücudun ilk enerji kaynağıdır. Fazla geldiğinde yağa çevrilir ve yetmediğnde vücut yağları eritmeye başlar. Fruktoz ise meyve şekeridir ve sadece karaciğer de işlenir. Doğal olarak bal ve meyvelerde bulunur. Endüstriyel ürünlerin hepsinde tatlandırıcı adıyla eklenmiş şeker olarak kullanılır. Bu ikinci kısım çok da faydalı olduğu söylenemez. Laktoz olarak tabir edilen şeker ise süt ve süt ürünlerinde bulunur.
Bu şeker türlerinden hangisi zararlı derseniz hiç biri diyebiliriz. Asıl zararlı olan kısmı doğal olmayan yöntemle üretilen ürünlerdeki eklenmiş şekerdir. Yani işlenmiş gıdalardaki şekerler. Özellikle eklenmiş fruktoz. Meyve ve sebzedeki şekerlerden çekinmenize gerek yok. Lakin vitamin, minarel ve liflerinden arındırılmış şekerler vücudumuza zararlıdır.
Gazlı içecekler, meyveli maden suları, enerji içecekelri şekerli hamur işleri, tatlılar, meyve suları, çikolata ve eklenmiş şeker içeren nice gıdalar gereğinden fazla şeker içermektedir. Sağlıklı bir insanın alması gereken kalori miktarı 2000’dır. Bu miktar yaklaşık 48g yani 12 küp şekerdir. Biz bu miktarı küçük bir kutu meyve suyu ve bir paket çikolata yiyerek almış oluyoruz. Gün içerisinde yemek zorunda olduğumuz diğer ürünleri eklediğimizde kalan kısım vücudumuza kilo olarak geri dönmekte. Tabi spor veya egzersizlerle bu enerjiyi tüketmedikçe.
Hayatımızdan eklenmiş şekeri çıkardığımızda daha sağlıklı yaşayabiliriz. İlk başlarda biraz zorlanabilirsiniz ama buna değecektir. Kalp krizleri, kolesterol, uykusuzluk, depresyon, uyuşukluk vb. birçok durumdan da kurtulmuş olacağız.
Şuayip KÜTÜK
Psikolojik Danışman
urungu7447@hotmail.com
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
tam pano yapılacak konu…