Sineklerin Tanrısı – William Golding
WILLIAM GOLDING- SİNEKLERİN TANRISI
LORD OF THE FLIES
Çeviren : Mina URGAN
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa sayısı: 261
Yazar Hakkında: 1911 yılında Cornwall’da doğdu. Oyuncu, öğretim görevlisi, denizci, müzisyen ve okul müdürü sıfatlarıyla çalıştı. ,1934’te “Şiirler” adlı ilk kitabını yayımladı. 1940 yılında kraliyet donanmasında yer aldı. 1954’te Sineklerin Tanrısı’nı yayımladı. Romanın yakaladığı yazınsal ve ekonomik başarıdan sonra okul müdürlüğünü bıraktı. Toplamda on iki roman yazdı. Sineklerin Tanrısı 193 yılında Peter Brook tarafından filme alındı. 1983 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Golding, 1993 yılında hayata veda etti.
LORD OF THE FLIES
Hikaye gelecekte yaşanacağı öngörülen atom savaşlarından kaçırılmak istenen altı ile on iki yaş aralığında bir grup İngiliz çocuğu taşıyan uçağın bir mercan adasına düşmesi ile başlar. Başlangıçta Ralph ve Domuzcuk tanışır. Ralph deniz subayı olan babasının onları gelip kurtaracağını, o zamana kadar adanın tadını çıkarmak gerektiğini düşünmektedir. Domuzcuk ise –şişman olduğundan ona böyle seslenilmekte- uçakta olan diğer çocukları bulmak ve sayım yapmak gerektiğini düşünmektedir. Burası ıssız bir ada olduğundan ve kimsenin onların nerede olduğunu bilmediğinden barınaklar yapmaları ve geçen gemilerin onları fark edebilmesi için ateş yakmak gerektiğini düşünmektedir. Bir deniz kabuğu ile ses çıkartıp adanın farklı yerlerine düşen çocukları bir araya toplarlar. Bu deniz kabuğu demokrasinin simgesi olacaktır sonrasında.
Konuşmak isteyen deniz kabuğunu alacak ve konuşurken diğerleri onu dinleyeceklerdir. Ralph’i lider seçerler ve iş bölümü yaparlar. Fakat aralarında bir kişi daha vardır doğuştan lider olan o da Jack’tir. Jack liderliği zorbalıkla yürüten, işe yaramayanların ölmesi gerektiğini düşünen; Ralph ise sevecen ve demokrasiye inanan bir liderdir. Muhakkak ki her ikisinin içinde iyilik de kötülük de yer almakta yalnız biri daha ağır basmaktadır. Adada bu şekilde belirgin karakterler var. Simon tamamen iyidir, sağduyu sahibidir ve sezgileri kuvvetlidir. Roger ise tam kötüdür, denetleyen olmadığı anda zarar vermekten çekinmez.
Başlangıçta her şey yolundadır. Barınaklar inşa edilir, bir grup domuz avına çıkar, bir grup meyve toplar, bir grup ise ateşi kontrol eder -Bu arada ateş ilk yakıldığı sırada yangın çıkar ve küçüklerden bir tanesi o yangında ölür- Ta ki ateşi kontrol etmesi gereken grup Jack’in peşine takılıp gidene kadar… Ateş söner ve o esnada bir gemi geçer. Durumu fark eden Ralph ile diğerleri arasında bir gerginlik yaşanır ve bundan sonra Ralph ile Jack arasında iktidar kavgası başlar. Küçükler canavar hikayeleri uydurur, görev paylaşımlarına uyulmaz… Bir gün Jack başkaldırır ve adanın başka bir noktasına kendi kabilesini kurar ve domuz avlayıp şölen düzenler. Bir ayin havasına dönen şölende ormandan çıkan Simon canavar sanılarak parçalanarak öldürülür.
İkizler ve domuzcuk dışında Ralph’in yanında kimse kalmamıştır. Jack ile uzlaşmak isteyen bu grup onun bölgesine gittiğinde ikizler esir alınır. Roger –Jack’in sağ kolu- Domuzcuk’u kaya ile öldürür. Artık Jack’in tek amacı Ralph’i öldürmektir.
Kitabı okurken sonlara doğru okumak ile bırakmak arasında çok gidip geldim. Kendimi hikayenin bir parçası olarak düşündüğümden olsa gerek, daha fazlasını yapamasınlar dediğimde tabiî ki oldu fakat kitabın sonu artık sizde J keyif almanız dileğiyle…
Fadime Şimşek
Psikolojik Danışman
fdmesmsek45@gmail.com