Sosyal Medya ve Kullanımı
Sosyal Medya ve Kullanımı
Web 2.0 programları yaşamımıza girdiğinden beri insanların kurduğu iletişim ve etkileşimde bir artma görülmüştür. Gerek eğlence gerek iş olsun insanlara fazlaca seçenek sunabilen uygulamalar bütünüdür. İnsanları kültürel olarak etkileyebilen ve hatta kültürel olarak değiştirebilme yeteneğine sahip sosyal ağ araçları, her evin vazgeçilmezi halini almıştır. Sosyal ağlar ilk başta bilgi amaçlı kullanılmış olsalar da gün geçtikçe yerini eğlenceye, paylaşmaya ve yeni yeni hayatımıza giren “dijital kimlik” oluşturmaya bırakmıştır.
Bu dijital kimlik, asıl kimlikten ne kadar farklı ya da ne kadar farklı değil sorularının cevabına göre sosyal ağlar hakkında faydalı ya da zararlı gibi yorumlar yapılmaktadır. Oluşmuş olan dijital kimliklerle birey, hayatında yeni roller ve yeni statüler kazanabildiği için sosyal ağlar hakkında araştırmacılar bazı psikolojik yaklaşımlarda bulunmuşlardır, hatta hastalıklar ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımların oluşmasında da genel itibariyle kullanılan sosyal ağlar, sosyal ağlara ayrılan vakit ve sosyal ağların kişiye olan etkisi kilit etmenlerden birkaçıdır. Sosyal ağlar yeni tanımlar oluşturduğu kadar eski tanımları destekleme ya da ket vurma gibi işlevlere de sahiptir.
Sosyal medyada oluşturulabilecek yeni bir kimlik ve o kimliğin yaşadıkları, gelişim psikolojisindeki yaşam boyu öğrenme kavramına yeni bir bakış açısı açısı kazandırmıştır. Ya da psikolojik bir kavram olan narsizme yeni bir kategori ekleyip “Youtube Narsizmi” isminde bir hastalık oluşturmuştur. Bunun sebebi olarak da çoğunlukla sosyal ağların bir paylaşım ağı veya ağa ulaşmak için kullanılan eşyanın aslında öyle gözükmediği, basit bir ağ ve eşyadan çok insanların kendi içsel dünyalarını dışa vurma isteği olması ve eşyadan ziyade vücudumuzdaki bir parça olarak gördüğümüzdendir.
Sosyal Ağlar ve Sosyal Medya
Bireylerin sınırları belirlenmiş bir sistem içinde halka açık ya da yarı açık profil oluşturmasına, bağlantıda olduğu diğer kullanıcıların listesini açıkça vermesine, bu diğer kullanıcıların sistemdeki listelenmiş bağlantılarını görmesine ve aralarında gezmesine izin veren web tabanlı hizmetlerin tümüne Sosyal Ağlar denmektedir. En başta sosyalleşme amaçlı oluşan bu teknolojik sistem daha sonra reklamcılık gibi çeşitli mesleki sektörleri etkilemiştir. Moda sektöründe en çok rağbet gören kıyafeti dahi seçebilme özelliğine sahip olan sosyal medya günümüzde en çok neyin önde tutulmasını istiyorsa onu önde tutuyor. Bunun için bir sitedeki averaj sayfa görüntülenme sayısının (Pages Per Visit) fazla olması ve belirli kitlelere dağılması esastır.
Şu anda ise sosyal medyanın içinde en çok bulunduğu ve eğlence ile eğitim sektöründen sonra en fazla rağbet gösterildiği günümüz piyasasının atardamarı marketingtir (pazarlama). Network marketing günümüzde bir ara iniş çıkış yaşasa dahi büyük şirketlerin genel itibariyle kullandığı bir sistemdir. Örnekleyecek olursak şirketin verdiği kazancı işçilere direk vermek yerine işçilerin şirkette çalışmayan nitelikli kişileri kendi bünyeleri altında çalıştırmaya teşvik edip şirket bünyesine katıp onlara kazancı dağıtıp onların da yeni kazançlar yaratması örnek gösterilebilir.
Eğitsel bazda sosyal medya genellikle küçük çaplı Facebook, Whatsapp grupları gibi şeyler akla gelse de sadece eğitim amaçlı olan sosyal ağlar da sistemde mevcuttur. Çoğu üniversitelerde faal Uzaktan Eğitim Sistemi, sunum yapabilme olanağı ile Prezi, eğitsel bir sosyal ağ uygulaması olan EDMODO, sanal sınıf uygulaması olan WIZIQ, öğrenci tarafından çok hocaların ders içeriği ayarlamasında kolaylık sağlayan EDCANVAS vb. eğitsel bazdaki sosyal ağlara örnektir. Eğlence amaçlı kullanılan sosyal ağlarda çalışmaya ek ve farklı bir örnek olarak 2015 yılında Ekol Hoca diye tabir ettiğimiz Mustafa Mete Ekol, Periscope üzerinden yaptığı yayınlarla öğrencileri YGS ve LYS sınavına hazırlamaya çalışması örnektir.
Sosyal ağlar, çağımızın bilgisayar çağı olmasını örseleyen en önemli etmenlerden biridir. Ancak her ne kadar bilgisayar çağında merkez kitle iletişim araçları veya teknolojik edevatlar olsa dahi her şeyin merkezinde gene insanı koymaktadır. Her sene “Yılın Kişisi”ni seçen Time dergisi, Ocak 2007’deki sayısında dergi kapağına bir bilgisayar ekranı koydu. O ekran arayüzü Youtube’u andırmaktadır ve o ekrana bir ayna yerleştirmişlerdir. Altına da bir yazı yazıp o kişinin kendimiz olduğunu ve enformasyon çağının kontrol eden yegane şeyin bizzat biz insanoğlu olduğumuzdan bahsetmiştir.
Dünyada ve Türkiye’de Sosyal Medya
“Eğer Facebook bir ülke olsaydı, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en büyük üçüncü ülkesi olurdu” (comscore, Ocak 2009)
İnternet ölçümleme şirketi Comscore’un 2009’daki verilerine göre Facebook’u kullanan kişi sayısının dünyanın geneline oranla gayet fazla olduğunu üstteki cümle belirtmiştir. Şimdi ise 1.7 milyar kişinin Facebook kullanıldığı öngörülmekte. Bu da dünya nüfusunun %26sını kapsamaktadır.
2010 Yılında Ülkelerdeki Facebook Kullanma Oranları
Ülke
|
Kullanıcı
Sayısı 2009 |
Kullanıcı
Sayısı 2010 |
12 Aylık
Büyüme (%) |
24 Aylık
Büyüme (%) |
Amerika | 69.378.980 | 125.881.321 | 81.4% | 352.6% |
İngiltere | 18.711.160 | 26.543.600 | 41.9% | 137.6% |
Endonezya | 6.496.960 | 25.912.960 | 298.9% | 12253.6% |
Türkiye | 12.382.320 | 22.552.540 | 82.1% | 550.9% |
Fransa | 10.781.480 | 18.942.220 | 75.7% | 669.7% |
İtalya | 10.218.400 | 16.647.260 | 62.9% | 3289.8% |
Kanada | 11.961.020 | 15.497.900 | 29.6% | 61.1% |
Kaynak: (http://www.nickburcher.com/2010/07/facebook-usagestatistics-by-country.html adresinden uyarlandı)
Dünya git gide küreselleşiyor ve bunun sonucunda da sosyal ağlar rağbet görüyor. 2009 ile 2010 arasındaki yüzdelik farkların çokluğu da bunu temsil etmektedir. İnsanlar kendilerini, işlerini paylaşmak için; kendilerini tatmin etmek için, meslek sahibi olmak için, eğitmek ve eğitilmek için sosyal ağlar kullanmaktadır. Teknolojinin körüklediği bu sosyal ağlarla şirketlerdeki inovasyon oranı artma gösterip ülkeyi kalkındırma sağlanabiliyor. Ya da tersi bir şekilde yanlış kullanımla çökmeye geçiş oluyor. Mark Zuckenberg 2004 yılında Facebook’u çıkardığında ilk başta kampus içi iletişim için çıkarmıştı. Lakin ilerleyen zamanın kapitalizmi Facebook’u da etkiledi ve önce .edu gibi uzantıları kabul etmeye başladı, ardından 2007 yılında Facebook’a ekstradan diller ekleyerek kullanıcı sayısında %153 artma sağlanmıştır. (comscore World Metrix, 2008)
Türkiye’de ise sosyal medya kullanma amacı, interneti kullanma ve bu interneti kullanma yönü ise şöyle gösterilebilir.
Etkinlik | Harcanan Zaman (%) |
Toplam internet kullanımı | 100.00 |
Anlık mesajlaşma | 25.9% |
Sosyal ağlar (Facebook, Twitter) | 9.9% |
Oyun | 6.9% |
E-posta | 4.6% |
Bilgi | 4.1% |
Multimedya | 2.7% |
Arama | 2.5% |
Gazete | 2.3% |
Diğer | 41.3% |
Kaynak: 2009 Türkiye İnternet Konferans Bildirileri
Eğer bu verilere özellikte bir yukarıdaki tabloya göre 7 – 8 sene önce veriler bu durumda ise şimdiyi tahmin etmek biraz korkutucu olabilir. Teknolojiye olan bağımlılığı uzaktan değil de olay yerinin içinden izlemek hatta onlardan biri olmak daha da korkutucu. Şu anki çağ özellikle de şu seneler robot çağı olarak gösterilebilir. İlk vatandaşlık alan Sophia robotu, Elon Musk’ın yapay zeka teorileri de bunu yavaş yavaş doğruluyor gibi. Son 10 sene boyunca bu robotlar bizdik; ama gün geçtikçe bizim yerimizin dolacağının sinyalleri veriliyor gibi ve bunu yapanların yerinin de. Bundan kaçmak en azından şu an için imkansız görülse de ileride ne olacağı merak konusu. Sosyal medya yerinde ve miktarında kullanıldığında güzel, çoğu var olan şey gibi. Aksi takdirde o sizi kullanır.