Süper babalar aranıyor, çünkü kayboldular
Süper Babalar Aranıyor, Çünkü Kayboldular
Günümüzün hızla değişen teknolojisi sanırım en çok hasarı aile içindeki ilişkilere verdi. Evin içerisindeki iletişim ortamı neredeyse tükenmek üzere. Artık evlerimizde sofra kültürü bile son günlerini yaşamakta. Geçenlerde bir kitapta denk gelmiştim. Mutfakta yemek yeme adabı aile içindeki iletişime zarar veriyor yazıyordu. Anne tek başına mutfakta yemeği hazırlayıp masaya getiriyor, yemeğini çabucak yiyen bireyler kendilerini özel odalarında buluyorlar. Gün içerisinde kimlerin ne yaşadığı dahi konuşulmamaya başladı. Odalarına geçen bireyler telefon, tablet veya bilgisayarın başına geçiyor ve sosyal alemde gece hayatlarına başlıyorlar.
Bir başka değinmek istediğim sorun -ki son zamanlarda benim kültürel deformasyon anlamında en çok yakındığım konulardan biridir, baba otoritesinin neredeyse kaybolmak üzere olmasıdır. Geçmiş dönemlerde babalarımızın duygusuz olduklarından, sevgilerini gösteremediklerinden, aşırı otoriter olmalarından şikayetçi olan bizler, bu günlerde o baba otoritelerini mumla arar olduk. O her gözümüze bakışında alev okları fırlatan babalarımız, bugün yerlerini arkadaşlık rolüne bürünmüş pasif bireylere bıraktılar. Artık baba olmak yerine çocuklarıyla arkadaş olmayı seçtiler. İşte kültürel uyarlama yapılmadan batıdan getirdiğimiz kişisel gelişim kitaplarının toplumumuza etkisini görmeye başlıyoruz.
Veli görüşmelerinde sıkça duyduğumuz cümleler durumun vehametini anlamamıza destek olacaktır eminim.
-Hocam akşam eve kaçta geldiğini bilemiyoruz. Bırakın ders çalışmayı, bizimle konuşmuyor bile
-Siz cep telefonunu alın diyorsunuz ama kıyameti kopartıyor, evi başımıza yıkacak, nasıl alalım hocam telefonu elinden
-Hocam hiç onaylamasak ta sırf psikolojisi bozulmasın diye ses çıkaramıyoruz, malum seneye sınava girecek
-Ben annesi olarak kural koymaya çalışıyorum ama babası destek veriyor hocam kuralları çiğnemesine, ne olacakmış bir kerecik kurallara uymasa diyor kızın yanında.
-Bir bardak su istiyorum, kalk kendin al baba akşama kadar yoruldum ben diye cevap veriyor.
-Telefonunun her uygulamasında ayrı ayrı şifreler var. Bize göstermiyor ki hocam telefonunu.
Şimdi soruyorum sizlere. Bu çocukların bu hale gelmesinde aileler mi daha çok sorunlu yoksa çocuklar mı. Evin içerisinde otorite namına hiçbir emare kalmamış. Artık evin reisi babalar değil, çocuklar. Ceza diye bir kavram kalmamış. Daha çok çocuklar ailelere ceza veriyor.
Neden bu yaştaki çocuğa cep telefonu alıyorsunuz dediğimde hocam bizler çok ezildik, yokluk çektik onlar çekmesin, arkadaşlarının yanında rezil olmasınlar, cevabıyla karşılaşmak artık beni şaşırtmıyor.
Babaların kaybetmiş olduğu otorite durumunu anneler üstlenmeye çalışsa da bir anne asla evin içerisinde otorite figürü olamaz. Çünkü her ergen annesinin yufka yürekli olduğunu bilir. Kandırmaya çalışır ve maalesef başarır.
Aslında daha anlatılacak çok şey, verilecek çok örnek var fakat bu yazıda değinmek istediğim temel konu babalar ve onların kaybolmuş otoriteleri. Elbette bugün eğitimdeki, okullardaki, ailedeki problemlerin tek sebebi babalar değil. Bu sadece bir tanesi. Fakat bana kalırsa öncelikli çözülmesi gereken sorunlardan biri. Peki neler yapılır diyecek olursak, okullarda babaların katılacağı seminerler eğitimler verilebilir. Ve inanın onlar da aslında kaybetmiş oldukları otoriteye yeniden kavuşmak için çok istekliler ama sadece yanlış yapmaktan korkar hale gelmişler. Çünkü batıdan getirdiğimiz kültürümüze uymayan kişisel gelişim kalıpları öyle bir nüfus etmiş ki içimize neredeyse kendi benliğimizi unutacağız. Belki bunlarla ilgili kamu spotları olabilir. Ya da halk eğitimlerde onların katılacağı kurslar. İlla ki yapılacak çok şey vardır.
Yeniden o eski babalara kavuşmak ümidiyle…