Tartışmaya Başlamadan Önce…
- Başlamadan önce kendinize neden üzgün hissettiğinizi sorun.
Eşiniz mutfağı dağınık bıraktığı için mi kızgın mısınız? Yoksa ev işlerinde eşit olmayan bir pay alıyormuş gibi hissettiğiniz için mi kızgınsınız? Tartışmaya başlamadan önce kendi duygularınızı düşünmek için zaman ayırın.
- Her seferinde bir konuyu tartışın.
“Bulaşıkları lavaboda unuttun” ifadesinin “Çok fazla TV izliyorsun” haline gelmesine izin vermeyin. Konu dışına çıkan tartışmaların hararetlenmesi daha olasıdır ve orijinal sorunu çözme olasılığı daha düşüktür. Bir konu seçin ve ona bağlı kalın.
- Aşağılayıcı bir dil yok!
Kişiyi değil sorunu tartışın. Aşağılama, küfür veya isim takma yok. Aşağılayıcı dil, karşınızdaki kişinin aynı derecede kötü hissetmesine neden olur. Ve yine konudan uzaklaşılmış olur.
- Duygularınızı kelimelerle ifade edin.
“Telefon aramalarımı görmezden geldiğinizde bana değer vermediğini hissediyorum.” “Sen bağırdığında korkuyorum.” Duygularınızın sorumluluğunu alırken nasıl hissettiğinizi ifade etmek için cümlelerinizi “Ben” ifadeleri (“olay olduğunda duygu hissediyorum”) şeklinde yapılandırın.
- Sırayla konuşun.
Karşınızdaki konuşurken tüm dikkatinizi verin. Düzeltme yapmadan veya söylemek istediğiniz şey hakkında düşünmekten kaçının. Tek işiniz, aynı fikirde olmasanız bile onların bakış açısını anlamaktır ve lütfen sadece cevap verme sırası size geçsin diye dinlememezlik yapmayın. Sözü kesmemekte zorlanıyorsanız, her kişinin sözünü kesmeden konuşması için 1-2 dakika süre tanıyan bir zamanlayıcı ayarlamayı deneyin.
- Duvar örmek yok!
Bazen bir tartışmaya cevap vermenin en kolay yolu kabuğunuza çekilmek ve konuşmayı reddetmektir. Buna taş duvarcılık denir. Geçici olarak daha iyi hissedebilirsiniz, ancak asıl sorun çözülmeden kalacak ve herkes daha fazla üzülecektir. Eğer devam edemiyorsanız bir mola alın ve tartışmaya belirlediğiniz zaman diliminde devam edeceğinizi kabul edin.
- Bağırmak yok!
Bağırmak, kimsenin sizin bakış açınızı görmesine yardımcı olmaz. Bunun yerine, yalnızca sizin sözlerinizin önemli olduğuna inandığınızı gösterir. Bağırmak partnerinizin gözünü korkutarak pes etmesine neden olsa bile, altta yatan sorun yalnızca daha da kötüleşir.
- İşler çok kızışırsa bir mola verin.
Mükemmel bir dünyada yaşasaydık tabi ki hepimiz bu kurallara %100 uyardık… Ama işler öyle yürümüyor. Bir tartışma kişiselleşmeye veya kızışmaya başlarsa, mola verin. Herkes sakinleştikten sonra geri gelip sorunu tartışmak için bir zaman belirleyin.
- Uzlaşmaya veya anlaşmaya varmaya çalışmak.
Bir tartışmaya her zaman mükemmel bir cevap yoktur. Hayat bunun için çok karmaşık… Bir uzlaşmaya varmak için elinizden gelenin en iyisini yapın (bu, her iki taraftan da biraz alıp vermek anlamına gelir). Bir uzlaşmaya varamıyorsanız, karşınızdakinin bakış açısını anlamak için zaman ayırmak dahi herkesin olumsuz duygularını yatıştırmaya yardımcı olacaktır.