Tatil nedir, ne değildir ?
TATİL NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Uzun süren (özellikle de öğrenciler için) bir eğitim öğretim döneminden sonra kimimiz tarafından “yarıyıl tatili” kimimiz tarafından “sömestr tatili” olarak adlandırılan aslında aynı manaya gelen, dilde kullanımı bir yana tam olarak ne manaya geldiğini gerçekten anlıyor olduğumuzdan şüphe duyduğum bir zaman dilimine girmek üzereyiz.
Tatil algısı genel olarak deniz, kum ve güneşten ibaret olan bizler için yarıyıl tatili çoğu zaman öğretmenlerin öğrencilerine velilerin çocuklarına dinlenmeye fırsat bulamayacağı şekilde yeni misyonlar yüklediği, öğrencilerin ise umduğunu bulamadığı ve kendisine hayal kırıklığı yaşatan bir olgu haline geliyor.
Halbuki tatil dışarıda güneşli bir gün olmasa da yağmur, kar yağıyor da olsa bireyin ders çalışmak dışında farklı aktiviteler de yaparak dinlenmeye ihtiyaç duyduğu bir zaman dilimidir. Çünkü vücudumuz ve zihnimiz nasıl ki hava şartlarına bağlı olmadan yaptığımız fiziksel ve zihinsel aktivitelerle yorulabiliyorsa aynı şekilde hava koşullarına bağlı kalmadan; ara verme, aktivite değiştirme, çeşitli hobilerle uğraşma, sevdiği kişilerle hoş vakit geçirme gibi dinlendirici faaliyetlere de ihtiyaç duyar.
Tüm dönem ders, ödev, okul, test kitapları, projeler ve çeşitli eğitim öğretim aktiviteleri; aile, arkadaş, sosyal çevre ilişkileri ve bunların yanında sınav kaygısı yahut gelecek kaygısı gibi olgularla uğraşan, tüm bunları dengede tutmaya çalışan birey tüm bunları dengede tutmaya çalışırken yıpranan zihnini ve bedenini tabii olarak dinlendirmeye ve onarmaya ihtiyaç duyacaktır.
Zihnimizin devamlı olarak aynı şeyleri yaparak ve aynı şeye odaklanarak yükselen bir performans göstermesi ancak belirli bir noktaya kadar mümkündür. Dolayısıyla başarının anahtarı sürekli ders çalışmak değildir. Kitap okumak, maç izlemek veya maç yapmak, sinema veya tiyatroya gitmek, sosyal faaliyetlere katılmak, farklı yerler gezip görmek arkadaşlarla vakit geçirmek, aileyle vakit geçirmek, oyun oynamak herkes için farklılık gösterebilecek hobiler edinmek ve uğraşmak başarıya ulaşmada gerekli motivasyonu sağlama adına yardımcı unsurlar olabilir.
Bu çerçevede öğretmen veli veya biz psikolojik danışmanlar olarak yapmamız gerekenler onlara ödevler vermek, gelmeleri gereken noktayı söylemek, yeni dönemde başlamaları gereken seviyeyi belirlemek ve onlara bulundukları yerden oldukça uzakta biz çizgi çekip yeni dönemde seni burada görmek istiyorum dercesine takınılmış bir tavırla bir parça kalmış olan enerji kırıntılarını da almak değil onların bu tatil döneminde iç görü kazanmalarını, kendi hedeflerini kendilerinin belirlemesini, gelmek istedikleri noktaya karar vermelerini, olmak istedikleri yeri kendi özgür ve özgün iradeleriyle seçmelerini, ulaşmak istedikleri seviyeyi görmelerini sağlamak ve olsa olsa bunlar için yön vermek olmalıdır. Çünkü tüm bunlar bireyin farkında olarak veya farkındalık kazanarak gerçekleştireceği kavramlar olduğundan başarı için gerekli olan motivasyonu ve buna bağlı olarak da başarıyı peşinden getirecektir.
Dolayısıyla öğretmenden öğrenciye öğrenciden veliye çalışandan çalışmayana tüm ülke olarak değiştirmemiz gereken bir tatil anlayışımız olduğu bir gerçek.
Nitekim öğrencilerin “gerçek anlamıyla” bir tatil yapması ve yeni bir döneme dinlenmiş olarak girmesi gerektiği gerçeğini yeni yeni idrak etmekte olan Milli Eğitim Bakanlığı’mızın bu konuyla alakalı da il müdürlüklerine tatilde ödev verilmemesine dair geçtiğimiz günlerde yazı gönderdiğini bir çok haber sitesinden okuduk.
Temennimiz Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gönderilen bu yazının eğitim öğretim kurumları çalışanlarınca doğru anlaşılması ve ülkemizin geleceği çocuklarımız için de tatilin boşa geçen bir zaman olarak değil gerçekten dinlenebildikleri, potansiyellerinin farkına vardıkları, motivasyon tazeledikleri, yeni bir döneme başlamak için gerekli enerjiyi temin edebildikleri faydalı bir zaman dilimi olarak değerlendirilmesidir.
Kübra Kartal
Psikolojik Danışman