Teknoloji bağımlılığı ve yıkılan tabular – Pandemi
Takvimler 10 Mart 2020 i gösterdiği gün ülkemizde ilk COVİD-19 vakasının tespiti ile hayatımızın tüm dengelerinin yer değiştirdiği bir sürece girmiş olduk.
Belirsizliklerin içerisinde geçirdiğimiz sekiz ay boyunca dünya ortak sorunlara çözüm bulmak, tekrar eski dünya düzenine dönebileceği günler için tedbirlerle hareket etmeye başladı. Ancak eş güdümlü hareket edememe, devlet politikaların farklılık göstermesi, kültürel farklılıklar, ekonomik sarsıntılar derken pandemi kontrolden çıkarak insan hayatının bir parçası olarak yaşamın içinde koca bir yere gelip taş gibi oturdu kaldı.
Modern dünyanın teknolojik ve bilimsel gelişmişliğine rağmen kontrol altına alınamayan pandemi her evin içinde kontrol altına alınamayan yeni sorunlara gebe kaldı. Sağlık ve eğitim sektörünün önemi gelecek kaygısı ile birleşince zamandan kaybediyoruz kaygısı ile online eğitimler, online home ofice çalışanlar olarak yıllarca ekran bağımlılığının zararını, yüz yüze iletişimin önemi, bedensel ve ruhsal gelişimin sağlıklı olması açısından anlatırken tüm doğrular yer değiştirdi ve günde 15 -30 dk dışında ekrana maruz kalmamalı dediğimiz okul öncesi çocukları, özel eğitim gereksinimli öğrencileri, teknoloji bağımlısı çocukları ekran başına kilitleyen eğitim hizmetlerinin içinde bulduk kendimizi.
Peki, şimdi ne olacak? İşi evden ve uzaktan takip eden çalışan ebeveynler, mesai kavramının yitmişliği, eba, zoom, eba Tv çıkmazı, günlük ve anlık borsa gibi değişen programlar ve elden düşmeyen telefon, tablet, bilgisayar gibi dijital buluşturucularla nasıl en az zararla yaşama devam edebiliriz?
Öncelikle kabule geçerek. Pandemi bir gerçek ve tedbirler bu durum kontrol altına alınana kadar en az önümüzde ki yaza kadar bu süreç devam edebilir.
İş yeri ve çocuklar için okullarda alınacak tedbirleri unutmamak ve uygulamak.
Sosyal izolasyonumuzu sosyal mesafe kurallarına uyarak sevdiklerimizle kısıtlı da olsa açık alanlarda küçük yürüyüş buluşmaları olarak değerlendirmek.Sohbet etmek ve anda kalmak.
Çocukların ders aralarında ekran başından kalkıp hareket etmeleri, bedeni esnetmeleri.
El, boyun, omur da oluşabilecek sabit oturma ve eylemlerin yaratacağı deformasyonu önlemek için ev içi egzersizler ve açık alan yürüyüşleri yapmak. Küçükler için oyun hamuru, boyama, oyuncaklarla vakit geçirmek.
Kesinlikle duyguları, geleceğe dair hayalleri konuşmak. Olumlu ileri dönük yaşam a bağlanma için hedefler koymak.
Dijital yansımanın gözlerde yaratacağı tahribatı aza indirmek için ekran ışık ayarlarını düzenlemek. Ders ve çalışma dışında gözü dinlendirmek.
Kulaklık kullanımının saatleri aldığı bir süreçte mümkün olduğunca işitme sorunları ve oluşabilecek enfeksiyonları engellemek için uygun ortamlarda kısıtlanması.
Kitap okumak.
Psikolojik anlamda sağlamlığımızı yitirmeye başladığımızı hissediyorsak psikolojik destek almak.
Güvenli hissedeceğimiz anları düşünmek. Nefes egzersizi, meditasyon yapmak, sakinleştirici müzik dinlemek.
Sağlıklı beslenmek. Vitamin dengesini sağlamak. Uyku düzenini ihmal etmemek. Bedeni ve ruhu dinlendirmek.
Hayatımızdan uzaklaştırmaya çalıştığımız teknoloji bağımlılığı ile mücadele için şu gerçek ki eğitim almak zorunda olan çocuklarımızı elimizle alıp dün hayır dediğimiz cihazların başına bugün bizler oturtuyoruz. Kendimizle ters düşmekte olduğumuzu görüyoruz. Ancak eğitim için olması gereken saatler dışını kontrol altına almak için onlarla kalan zamanı birlikte geçirebileceğimiz anlar yaratmakla, bilinçsizce kullanacağı teknolojiyi bilinçli kullanıcı haline dönüştürebileceğimiz inancını yitirmeyelim. Onlara ders dışında ev içi sorumluluklar vererek başarma ve eğlenme duygusunu hissetmelerini sağlayalım.
Değişen dünyanın büyüyen çocukları olarak onlar bizlerden daha hızlı uyum sürecine girmekteler. Biz gibi değiller. Mantıklarının almadığı hiçbir konuyu kabul etmiyorlar. Az çalışıp çok kazanmak ve çok keyif almak istiyorlar. Yaşamı anı yaşayarak geçirmek ve eğlenmek yegâne mottoları. Bunu bilerek onlarla dengede, sağlıklı yaşamlar dileriz.