Veli toplantılarına katılımı nasıl arttırabiliriz
VELİ TOPLANTILARINA KATILIMI NASIL ARTIRABİLİRİZ?
Bildiğiniz gibi eğitimin üç önemli bileşeni vardır. Bunlar öğrenciler, aileleri ve öğretmenler. Aileleri eğitim sürecine dâhil ettiğimiz doğrultuda, okulumuzda yaşanabilecek sorunların önüne geçebiliyor ve ders başarısını artırabiliyoruz.
Aileleri klasik eğitim anlayışında oluğu gibi genelde veli toplantılarında okula çekmeye çalışırız. Ailelere bu veli toplantılarında eskiden okul ihtiyaçlarından bahsedilir, para istenirdi. Veliler bilirdi ki, veli toplantısına çağrılıyorsa kendisinden para istenecek. J Son yıllarda ailelerde bu önyargı kırılsa da, iyi planlanmayan veli toplantıları sonrasında veliler okula gitmek istememektedir. Düşünün okul müdürü sorun çıkartan öğrencilerin velileri okula gelmemiş, gelmeyen veliler yüzünden gelen veliler sorumsuz olmakla suçlanıyor. Kim bir daha o veli toplantısına katılmak ister ki??
Ben bu yazımda aile toplantılarına velilerin katılımını nasıl artırabilineceği sorusuna, okulumda yaptığımız çalışmalar ışığında cevap vermeye çalışacağım. Sene başı toplantısında gerek okul idaresi gerekse de branş ve sınıf öğretmenlerinde aileleri sürece dahil etmeden okul ortamını iyileştiremeyeceğimizi, düzenli aralıklarla aile eğitimleri yapmamız gerektiği konusunda ısrarla durdum. Bana hak verildi. Bu süreçte gerek idare gerekse de öğretmen arkadaşlar yanımda oldular. Pazartesi günü 8. Sınıflar, Salı günü 7. Sınıflar, Çarşamba günü 6. Sınıflar, Perşembe günü 5. Sınıf veli toplantısını gerçekleştirmek için planladık.
Geçen hafta pazartesi günü 8. Sınıf velilerini ekte belirttiğim kişilerin isimlerini üstünde yazdığı davetiyeleri çocukları aracılığıyla veli toplantısına davet ettik. Geçen yıl lisede çalışırken velileri teker teker telefonla aramıştık. Bu toplantıda amacımız: Okul ortamının resmiyetinin yerine aile sıcaklığı ve bizler tarafından önemsendiklerini onlara hissettirebilmekti. Böylece ailelerin çoğunluğunu bu sürece dâhil edebilecektik. Sloganımız çaylar bizden, pastalar, börekler ve çörekler sizdendi. J Davetiyeleri tek tek okul müdürüne imzalattıktan sonra, sınıfa girdim ve davetiyeleri öğrencilere dağıttım. Sizi önemsiyoruz. Bu sınav sürecinde ailenizin size nasıl davranmasını istiyorsunuz?
Yaşadığınız sıkıntıları paylaşır mısınız? Ben de gelen ailelerinize bunları ileteyim dedim. Öğrenciler evde yaşadığı sıkıntılarından bahsetti. Bu durumdan etkilenen bazı öğrencilerim ailelerinin neden gelemeyeceğinden bahsetti. Bunu telafi etmek için başka gün okula geleceklerinden bahsetti. Bu süreçte öğrencileri de yanıma almış oldum. Onlarda biliyordu ki, bu toplantıda sadece ders çalışmamalarından vey öğretmenlerinden karşı olumsuz olarak nitelendirilen davranışlarından bahsedilmeyecekti. Öğrencilerin kendi yaşadıkları sorunlarda o toplantıda yer alacaktı.
Pazartesi günü saat 15:00’te yaptığımız toplantıya %75 oranda aileler tarafından katılım sağlandı. Aileler çocuklarının sıralarında, çocuklarıyla oturmalarını ve bizleri dinlemelerini sağladık. Okul müdürü öğrencilerin genel durumundan bahsederken, ben sınav sürecinde aileler nasıl davranmalı? Adlı sunumu yaptım. Bu sunumu videolarla destekledim. Branş öğretmenleri derslerindeki öğrenci başarılarını ve bu derslerin nasıl başarılı olacağı konusunda bilgi verirken, okulumuzun en tecrübeli öğretmeni ailelerin öğrencilerin eğitimi konusunda bilgi verdi. Bu toplantıda bir şeyi daha öğrenmiş oldum. Tecrübeli, ailelerin dilinden anlayıp, onların seviyesine inebilen, oralı bir öğretmenin söyledikleri daha akılda kalıcı oluyor…
Diğer toplantılarda katılım oranımız %80 civarında idi. Kıyaslama açısından veli toplantısına katılıma bakacak olursak, ilk dönem 8. Sınıf veli katılım oranı %10,diğer sınıflar%5 idi.
Yedi yıldır okullarda gözlemlediğim şu: Aileler iyi bir ev hanımı, iyi bir komşu, iyi bir akraba ya da iyi bir marangoz olabiliyor; ama maalesef iyi bir anne-baba olamıyor. Çünkü nasıl iyi-baba olunur hakkında ne okullarda eğitim veriliyor ne de toplum ve kültür bu konuda yeterli bilgi sahibi yapıyor. Önlerinde yer alan örnekler genelde kendi anne-babaları oluyor ve onlar da ya aşırı otoriter/ muhafazakâr/ kontrolcü ya da aşırı boş vermiş aileler.. Kişi ailesinden ne görürse hayatına onu uyguluyor. Belki 30-40 yıl önce faydası görülen bu tip aile modelleri günümüzde ise değişen yeni nesile uyum sağlayamıyor. Aileler çocuklarıyla yaşadıkları iletişimsizliği özellikle babalar ya yok sayıyor ya da bu konuda yardım adına çocuğunu bizlere şikâyet ediyor.
Çocukları hakkında kurulan olumlu cümleler, ailelerin sorumluluklarının anlatılması ve videolarla bunun desteklenmesi, çocuklarıyla yaşadıkları sorunlara çözüm olarak neler yapabilecekleri konusunda kısa bilgilendirmeler, çay, pasta börekle aile ortamında konuşuyormuş gibi yapıldığı için; aile sıkılmıyor ve kendi adına hoş zaman geçirip, bir şeyler öğrendiği bu toplantılara bir daha katılmak istiyor. Velileri mümkünse anne-baba olarak bu toplantılara katılımlarını sağlamak bu açıdan önemli.
Ailelerin toplantı esnasında sordukları sorulara ve verdiğim cevaplara sıra gelince; sıra gelince, çocuğum odasına ders çalışmasını için geçmesini istiyorum. Yanımıza geliyor. Ne yapmalıyım? Çocuğunuz belliki sizinle zaman geçirmek istiyor. Yalnız kalmaktan hoşlanmıyor. Odasında o ders çalışırken, siz de örgü örmeyi denediniz mi? Bir başka toplantıda aynı soruya cevap olarak, ders çalışacağı zaman çocuğunuz televizyonu kapatıp, beraber okuma saati yaptınız mı, illa kitap okumanıza gerek yok. Takvim yaprağı ya da gazete okumanız bile iş görür. Çocuğunuz bu saatte ders çalışması gerektiğini öğrenecektir siz bir şey söylemeden.
Bir diğer soru; çocuğum ödevlerini dememe rağmen yapmıyor. Geçen dönem telefon alacağım diye zorla ders çalıştırıyordum. Şimdi de çocuğumuz bizden bilgisayar istiyor ders çalışmak için. Biz ders çalışması için onu hep böyle zorlamak zorunda mıyız? Cevabım: Öğrencinin ders çalışması, bir şeyler öğrenmesi içsel süreçlere bağlı olmalı. Aksi halde hep ödül için ders çalışacak. O ödülü aldığında, ders çalışmak için hep başka daha pahalı şeyler isteyecektir. Bunun da sonu yoktur. Derslerle ilgili her şeyde sizin için yaptığını düşünerek, hep bir şeyler isteyecektir. Ders çalışması sizlere bağlı olmamalı. Peki ne yapmalı? Çocuğunuza hiç sorumluluk vermeyi denediniz mi? Pazar alışverişi yapmasına izin verir. Örneğin sofrayı toplasın, yatağını toplasın. Sabah okula gitmek için kendi uyanmasını sağlayın. Siz uyandırmaya uğraşmayın. Eve alınacak herhangi bir eşyada fikrini sordunuz mu? Rengi nasıl olsun gibi.. Bu çocuğunuzun özel olduğunu hissetmesine karar verme becerisini geliştirmesine ve sorumluluk bilincinin artmasını sağlayacaktır. Evde sorumluluk alan birey, okulda da hayatında da sorumluluk almaya başlar. Bizler onların yerine bir şeyler yaptığımız için sorumluluk almaktan kaçınıyorlar. Bırakın hayatının sorumluluğunu almaya başlasın..
Toplantı sonrası ailelerin dönütleri çok güzeldi. Haftaiçi velilerden başımı alamıyorum. Aileleri okula çekmeye başladık şimdiden. Gelecek günlerde beraber eğitsel filmler izlemeyi ve kitaplar okumayı planlıyoruz. Bu dönem yaptığımız toplantılarda Doğan CÜCELOĞLU’nun Geliştiren Anne-Babalar, Özgür BOLAT’ın Beni Ödülle Cezalandırma ve Fatih PULAT’ın Filmlerle ve Kitaplarla Aile Eğitimi adlı kitaplarından bolca yararlandım. Sizlere de toplantılarınızda bu kitapları kullanmanızı tavsiye ederim.
Veli Toplantısı Davetiyesi İndirmek için [ TIKLA ]
Fatih Pulat ‘ın Filmlerle ve Kitaplarla Aile Eğitimini satın almak için [ TIKLA ]
Mustafa TENTİK
Psikolojik Danışman
mtendi