Wall-E ( Vol-i ) – Film inceleme
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin Adı: Wall-E (Vol İ)
Oyuncular: Ben Burtt, Elissa Knight, Jeff Garlin, Fred Willard, John Ratzenberger
Yönetmen: Andrew Stanton
Süre: 1 saat 44 dakika
Tür: Animasyon, Bilim Kurgu, Fantastik
Neden İzleyelim?
Suyun güzel söze, hayvanın sevgiye ihtiyacı olduğu bir dünyada robotların duyguları olamaz mı? Hele ki bu robot, insanların bozduğu bir dünyayı eski haline getirmeye çalışıyorsa!
Wall-E’ den bahsediyoruz. Kendisi eski sürüm bir robot. Vakti zamanında dünyayı sarmaya başlayan çöp tabakasından kurtulmak için uzayın derinliklerine kaçan insan topluluğunun dünyada tek başına bıraktığı bir robot. Yıllar geçmesine rağmen bu ulvi görevinden vazgeçmeyen Wall-E, türünün yaşayan son robotu olarak hayatına devam ediyor. Her gün çöpleri topluyor, beğendiği eşyaları koleksiyonuna ekliyor ve müzik dinleyip dans ediyor. Aslında kendi kurduğu düzen içinde mutlu mesut yaşayan robotumuz bir gün hayatında bir eksiklik olduğunu fark ediyor. SEVGİ! Tek başına yaşamanın verdiği o hüzün, hiç beklemediği bir anda gelen bir arkadaşla son buluyor: yeni sürüm bir robot.
Artık bir dosta sahip olmaya başlayan Wall-E her zamankinden daha mutlu bir hayat yaşamaya başlıyor. Çöpler içindeki dünya artık onun için çok daha güzel bir yer olmaya başlıyor. Ta ki yeni sürüm robot dünyada yeşermeye başlayan bir bitkiyi keşfedene kadar. Buradan sonra yeni robot kendini dış dünyaya kapatıyor ve Wall-E çaresizlik içerisinde onu geri döndürmenin yollarını arıyor. Vee macera dolu bir hikaye başlıyor.
Nasıl Değerlendirelim?
Wall-E karakteri üzerinden anlatılan hikaye aslında insanlığın bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Hatta daha da özelleştirmek gerekirse robotun bir “çocuk” tasviri olduğunu da söyleyebiliriz. Çünkü tarif edilen robot iyiliksever, temiz kalpli ve sevgiye muhtaç biri olarak anlatılıyor. Bunun yanında ne olursa olsun dürüstlüğünden ödün vermeyen ve değer verdiği insanlar için tehlikeye girmekten çekinmeyen bir robot figürü olarak da gönüllerde taht kuruyor. Dostluğa verdiği önem yine çocuk saflığıyla paralel özellikler gösteriyor.
Uzayda yaşamını sürdüren insanlara gelecek olursak… Onların tasviri yine bildiğimiz insanlar… İyisiyle kötüsüyle hepsi aynı durumda. Topluluğun kararına uyarak yaşamını bambaşka bir yerde sürdüren ve toprağın ne olduğunu bile bilmeyen bir grup insan… Bu haliyle ütopik bir havası olduğunu da kabul etmek gerekir. “Yıllar sonra dünya” konusundan yola çıkarak oluşturulmuş bir hikaye diye düşünebiliriz. Bilindik kareler, insan ve robotların birlikte yaşamaları ve her şeyin tam otomatik şekilde ilerlemesi şeklinde lanse edilmiş. Ancak hemcinslerinden farklı özellikler de göstermiyor değil. Öyle ki normalde ileri dünyada iyi giyimli, fiziği düzgün kadın/erkek görmeye alışmışken buradaki insanların hepsinin kilolu olması dikkat çekiyor. Bunun sebebi ise her şeyin elektronik ortama bağlanması. Yanından milyonlarca insan geçmesine rağmen burnunun ucunu dahi göremeyen insanlar, hareket etmek için bile araçlar kullanıyor.
Dünyada yıllar sonra yeşeren bitki de filmin önemli parçalarından biri olduğunu keşfedildiği andan itibaren gösteriyor. İnsanların yıllardır beklediği hatta bir süre sonra beklemekten vazgeçtiği bu bitki aslında insanlığın kurtuluşu olarak görülüyor. Yıkılmış düzeni geri getirecek, insanları özledikleri vatanlarına götürecek anahtar niteliğinde bir nesneden söz ediliyor. İşte bu da “umut” tasviri olarak karşımıza çıkıyor. Her zaman bir umut vardır ne de olsa.
Filmin verdiği pek çok mesaj var elbet; ancak bunları izledikçe kendiniz de fark edeceksiniz. Zira filmde hiçbir şey üstü kapalı anlatılmıyor. Ne söylemek istiyorsa açıkça söylüyor. Hiçbir diyalogun olmadığı zamanlarda bile ne demek istediğini anlayabiliyorsunuz. Sevginin tarifi yok elbet; ancak filmin samimiyet dolu sahnelerinden o sıcaklığı yakalayabiliyorsunuz. Umarım sizler de Wall-E’ nin sevimli dünyasını izlemekten keyif alırsınız.
Necla AYDOĞAN
Psikolojik Danışman
neclaydogan.94@hotmail.com