Yeni başlayanlara 7 öneri
YENİ BAŞLAYANLARA 7 ÖNERİ: REHBERLİK SERVİSİNE GİRİŞ
Okullarda çalışmaya başlayacak yeni atanan psikolojik danışmanları dönem yaklaştıkça bir heyecan sarar. Bazen sadece mutluluk eşlik eder atanmanın verdiği coşkuya, bazen korku eşlik eder yaşanan heyecana, bazen kaygı. “Nasıl olacak?”, “Neler yapmalıyım?”, “Nereden başlamalıyım?” soruları alır başını gider. Ben de kendi ilk yılımı düşündüğüm bu günlerde yeni başlayanlar için bir liste oluşturmak istedim. Umarım her biriniz atandığınız yerlerde güzel işlere imza atarsınız. Yedi maddeden oluşan liste ise şu şekilde…
1- TANIŞIN!
Evet, tanışın. Belki hiç bilmediğin bir ilçede, bir ildesin. Evini, düzenini bile oturtamadın tam. Yine de okul başladığında yapılması gereken en önemli şey tanışmak. İdarenle, öğretmenlerle, çalışanlarla tanışmak.. Kendini anlatabilmenin ve başkalarının beklentilerini öğrenebilmenin ilk yolu, tanışmak. Profesyonel sınırlarını tanışarak belirleyebilirsin, dönem içerisinde de kurduğun ilişkiler sana olumlu şekilde dönebilir. İşbirliğinin temelini insanlarla tanışman atacak. Bir de, psikolojik danışmanlara-rehberlik servislerine karşı olumsuz bir algı varsa bu konuda yapabileceğin en iyi şey çalışmalarını görünür kılmak olacaktır. Küçük projeler oluşturup sene içerisinde yaptığın çalışmalar hakkında bilgi vermen pek çok olumsuzluğun önüne geçebilir.
Öğrenciler okula gelmeye başladığında da en önemli şey onlarla tanışmak olacak. Mümkün olduğunca sınıflara girip kendini tanıt, rehberlik servisinin amaçlarından bahset. Sen de öğrencilerini tanımak için bazı ısınma etkinliklerinden faydalanabilirsin. Böylece tanışmanın en eğlenceli halini öğrencilerle yaşayacağını da fark edebilirsin.
Yani, hiçbir şey bilmiyormuş gibi hissettiğin ilk an en iyi bildiğin yerden başlayabilirsin: kendinden.
2- FİZİKİ ŞARTLARI İYİLEŞTİRİN!
Sana ait bir odan olacak mı, odanda neler olacak bilmiyorum. Okuluna başladığında şanslıysan bir odan olduğunu, odanda bilgisayar-yazıcı-telefon vb teknolojik aletlerin olduğunu göreceksin. Bazen de sıfırdan başlaman gerekebilir. Nerede olursan ol, odanı renklendirmek ve gelen öğrencilerin rahat/güvende hissedebileceği ortamı hazırlamak için pek çok şey yapabilirsin. Bir duvar kağıdı, projeksiyonla yansıtılıp çizilen bir görsel, öğrencilerin renkli çalışmalarından oluşan bir pano.. Her şey olabilir. Okul idaresi kimi zaman maddi destek verse de kimi zaman hiçbir şeye elini atmayacaktır. Şartların nelere elveriyorsa, en iyi şekilde kullanmanın yollarını araştır. Rehberlik servisi sosyal medya hesaplarında kendi imkanlarıyla odalarını dönüştüren psikolojik danışmanlar var, onlardan ilham alabilirsin.
3- RESMİ YAZIŞMALAR/ RAPORLAŞTIRMA!
Dönem ilerledikçe, ne kadar çok evrak işimiz olduğunu da fark edeceksin. Bu nedenle dilekçe nasıl yazılır diye bakman iyi olabilir. Okulun matbu dilekçe örneği varsa, içeriğe bakabilirsin. Üst yazı yazmayı öğrenmen, okul idaresinden isteyeceğin bir şeyi yazıya dökmende-yapacağın bir proje/katılacağın bir eğitim için izin istediğinde işine yarayabilir. Yönetmelik ve mevzuatlara hakim olman da sana yüklenebilecek, gerçekte işin olmayan görevleri kabul etmemen için önleyici olacaktır. Hatırlaman gereken bir diğer şey de, yaptığın her şeyi raporlaştırman gerektiği. Milli eğitimin dili yazıdır. Nasıl bir çalışma yaptın (seminer-psikoeğitim-ev ziyareti vb), kaç kişiye ulaştın, içerikte bahsettiğin şey ne oldu? Bunları kısaca açıkladığın bir tutanak sene sonunda yaptığın şeyleri raporlaştırmanı da kolaylaştıracaktır.
4- DÜZENLİ OLUN!
Bunu düzenli olmayı pek beceremeyen bir psikolojik danışman olarak önermem biraz garip olabilir ama iş yükümüz o kadar çok ki düzenli olmak hayat kurtarıcı olabiliyor. Önce, rehberlik servisindeki dosya sistemine hakim ol. Desimal dosya sistemi de denilen bu düzeni oluşturmak; sorumlu olduğun sınıflara ulaşmanı, öğrencilerle yaptığın çalışmaları düzenlemeni, gelen-giden yazışmaları takip edebilmeni, özel eğitim öğrencileri ile yapılan çalışmaları takip edebilmeni ve daha pek çok şeyi kolaylaştıracak.
Bireysel görüşmeleri, grup çalışmalarını kaydetmen için hazır formlar var. Bu formlardan sene başında çoğaltman ve dosyalaman da zamanı geldiğinde hızlı bir şekilde not almanı kolaylaştıracak. Ayrıca haftalık planlarını iyi belirlersen, hangi sınıfa anket-envanter-ölçek uygulanacak, hangi sınıfla seminer yapılacak vb işlerini rahatlıkla yerine getirebilirsin.
5- STRATEJİ OLUŞTURUN!
Dönüp göreve yeni başladığım yıla baktığımda, her şey için koşuşturduğumu ama hep bir şeyler eksik kalıyor hissi yaşadığımı görüyorum. Eğer isteyerek PDR okuyup atandıysan, öğrencilere elinden gelenin fazlasını vermeye çalışabilirsin. Eğer kendini bu şekilde yakalarsan biraz dur, düşün ve kendine hatırlat: “Her şeye yetişemezin.”, “Bazen tüm öğrencilere ulaşamayabilirsin.”, “İnsanlar değişmiyorsa bu seninle ilgili değil.”, “Sen iyi bir çalışansın, tüm gücünü versen de bazen bazı şeyler çok zor değişir, ne yazık ki bazen de değişmez.”
Her şeye koşmaktansa, çalıştığın kurumun ihtiyaçlarını bilmen çok daha önemli. Neye öncelik vermelisin, hangi çalışmaları yapmak öğrencilerin için daha verimli olacak? Hem eğitsel-mesleki hem de kişisel-sosyal alana yönelik başlıklarını belirle. Tabii, bunu belirlemek için bir önceki yıl yapılan çalışmalara bakabilirsin, eğer okulun ilk psikolojik danışmanı sen isen öğrencilerine-öğretmenlere-idareye ihtiyaç belirleme anketleri uygulayabilir, görüşmeler düzenleyerek nelere ihtiyaç olduğunu öngörebilirsin. Başlıkları belirlediğinde, çalışmaları hangi yöntemle öğrencilerine vereceğin sana kalacak. Yani gerisi birazcık, sanat.
6- HERKESİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ!
Mesleğe başladığımda “yaptığım işi seversem en iyi şekilde yapabilirim” diye düşünüyordum. Sonraları fark ettim ki, sevmek işi eğlenceli kılan şey. Aslında sevmesen de en iyi şekilde mesleğini yapabilirsin. Yeter ki etik ilkelere uy, profesyonel davran. Hangi koşullarda olduğunu, bu mesleği neden seçtiğini bilmiyorum. Yine de layıkıyla bu mesleği yapabilmen için gereken şeyleri kendine zaman zaman hatırlat. Öğrenci ve okulda işbirliği kurduğun diğer çalışanlarla olan iletişimine dikkat et. Sınırlarını koru. Başkalarının sınırlarına müdahil olma. Profesyonel davrandığında, mesleğini ciddiye aldığında bunun başkalarının gözünde de bir değişim yaratabileceğini bil.
Bazı öğrenciler gönüllü bir şekilde gelmeyecek odana, idareden-başka öğretmenlerden yönlendirilmiş olacaklar. Onlarla yargılayıcı, suçlayıcı olmadan, onları kabul eden bir şekilde- ne olduğunu anlamak için konuş. Şefkatini yabana atma, şefkat çocukların kalbindeki yaraları sarıyor. Bazı öğrencilerin bilgileri gizli kalmak zorunda olacak, bazı öğrenciler zorlu yaşam olaylarından sağ çıkmış olacak. Her biriyle profesyonel zeminde nasıl çalışabileceğini öğrenmek için ekstra eğitimler alabilirsin. Travmaya müdahale, çocukları anlamak için uygulanan projektif testler, danışmanlık tedbiri uygulamaları vb birçok özel alan var. Eğitime yaptığın yatırım çocukların iyileşmesine katkıda bulunacaktır. Sözün özü; yetkin olmak için çaba göster, bireysel farklılıkları önemse, etik ilkelerin değerini bil!
7- KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN!
Mesleğinin içinde kaybolmayıp kendine de zaman ayırdığında yaptığın işten daha da keyif aldığını fark edeceksin. Okunacak kitaplar, izlenecek filmler/tiyatrolar, gezilecek yerler var ve bitmiyorlar. Sosyal imkanların çok kısıtlı olduğu bir yerde çalışıyor olabilirsin. Eğer öyleyse kendine zaman ayırman daha da önemli. “Şehirleri güzelleştiren insanlardır” demişti bir keresinde bir öğretmenim. Sen de sana iyi gelen insanları bul, sana iyi gelen muhabbetleri yap, sana iyi gelen yerlere gitmeyi alışkanlık edin. Zorluklar illa ki olacak! Kendi baş etme becerilerini geliştir. Aylık okuma listesi yap, seyahat rotası belirle, yeni bir yemek tarifi dene, yüksek sesle şiir oku, bir Türk kahvesi pişir, kendine bir demlik çay koy kimseyle paylaşma.. Her ne yaparsan yap, sırf kendin için yap. Böylece kaldığın yerden ama yenilenmiş bir şekilde çalışmaya devam edebilirsin.