Zamanda Aşk (About Time) – Film inceleme

Filmin Özeti: genç yaştaki Tim Lake, ailesiyle birlikte sıradışı bir yeteneğe sahiptir.  Bu özelliği hayatının farklı yönlerini değiştirmek için kullanır. Mary adında bir kıza aşık olur ve çalışmak için Londra ya taşınır. Tim in gizli yeteneği ilişkilerine farklı bir boyut getirir.

Sahip olmak istediğiniz özel güç ne diye sorsalar büyük çoğunluğumuz zamanda yolculuk diyecektir. Hepimiz bazı zamanlarda ‘ah şu zamanı geri alabilseydim’ demişizdir. Tim 21 yaşına geldiğinde ailesindeki erkeklerin zamanda yolculuk yapabilme yeteneklerinin olduğunu öğrenecektir. Sıradan bir romantik komedi gibi görünen film Tim in gizli yeteneğini öğrenmesiyle boyut değiştirecek. Hayatını kendi istediği şekilde yaşayabileceğini düşünmeye başlayacaktır. Ama işler umduğu gibi gidecek mi?

Şimdi nasıl oluyor da Tim zamanda yolculuk yapabiliyor. Aslında filmi izlerken babasının oğluyla dalga geçtiğini düşündüm. Hadi ama karanlık bir yere geç gözlerini kapat ve ellerini yumruk yapıp istediğin zamanı düşle.. Kahkaha attığım bir replik. Çok saçma değil mi? Yani diğer filmlerde esas oğlan böyle şeylere ihtiyaç duymuyordu ki. Tim de benimle aynı düşüncede olmasına rağmen bir dolaba giriyor ellerini yumruk yapıp gözlerini kapatıyor ve hala kendisine inanamıyor. Ve hop düşlediği zamana geri dönmüş olarak buluyor kendisini. Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir yer var. Tim aslında gerçekten inanmıyor ama babasına güveni o kadar yüksek ki o dolaba girerken buluyor kendisini.

Filmde aile yapısı çok güzel işlenmiş. Baş belası olarak görse bile her zaman kardeşinin şeçimlerine saygı duyan bir ağabey, çocuklarına örnek olmak isteyen ve bunu başaran baba, ailesine sevgiyle bağlı bir anne.. film burada diğer bilim kurgulardan ayrlıyor. Hatta Tim in dolaba girip o tuhaf hareketleri yapması bile size normal gelmeye başlıyor. Çünkü film bunu çok iyi işlemiş sıradan hayatın bir parçası haline gelmiş zamanda yolculuk.

Vermek istediği birçok mesaj var bunu farkettikten sonra daha da keyifli betsilin giriş hale geliyor senaryo. Anı yaşa.. varoluşsal yaşamın üzerinde duruyor özellikle. Yaşayacak tek bir hayatın var. Onu da sürekli çekilmez hale getirme. Her gün son günün olabilir. Onu düşünerek yaşa. Her anını iyi değerlendir. Yaşadıklarından keyif al.  Ötelediğin, sınavdan sonraya, atandıktan sonraya, emekli olduktan sonraya attığın ne varsa yaşa.

Yaşadığını hisset. Unutma bugün bir daha gelmiyor. Paulo Coello nun da dediği gibi bugün cesaret edip yapamadığın şeyleri, yarın zaman olmadığı için yapamazsın.Bu düşünceleri önümüze altın tepsiyle sunuyor film. Hayata olan bakış açınızı değiştirecek en azından kendinizi sorgulayacağınız mesajlar veriyor.

Bitirmeden önce Rachel McAdams ve Domhnall Gleeson unun uyumundan da bahsetmek istiyorum. Çok tatlı sevimli bir çift olmuşlar. Onlardaki kimya zaten sizi alıp götürecek. Benim tavsiyem çiftler bu tarz filmleri mutlaka izlemeli.:)  her zaman olduğu gibi birkaç replikle veda ediyorum..

“Hepimiz hayatımızın her günü birlikte zamana yolculuk yapıyoruz. Bu önemli yolculuğu güzelleştirmek için yapabileceğimiz tek şey elimizden geleni yapmak.”

“Çünkü hayatın tüm detayları çok güzel.” Aşkla kalın..

Çağla Ayhan
Psikolojik Danışman
caylaayhan45@gmail.com